Her işte olduğu gibi, devlet işinde mutlak ciddiyet şarttır.

Mutlak ciddiyetten kastımız, ceberut (baskıcı, despot, içine kapanık zorba yönetim biçimini destekleyen) devlet anlayışı değildir.

Biraz daha ileri gidersek asık suratlı, çatık kaşlı, kara gözlüklü anlayışlardan bahsetmiyoruz.

Devlet ciddiyeti...

Ama şefkat içeren ciddiyet...

Sadakat, olmazsa olmaz, ama kati suretle devlete sadakat...

Bir zümreye, bir şahsa, bir fikre sadakat değil, kayıtsız şartsız devlete, millete sadakat.

Giysiye, kartvizite, güce bakmadan, kimden gelirse gelsin, kim olursa olsun, devlet işinde kayırma yapmadan…

Makamı kaybetme ihtimali olsa bile, emanete ihanet etmeyecek olan sadık bir anlayışla devlete, millete sadakat.

Ve nezaket...

Duygu yüklü, hisseden, kendini masanın öbür tarafındaki kişinin yerine koyarak, masanın öbür tarafındakine bu anlayışla yaklaşan, yardımcı olan, güler yüzlü, doğru sözlü, ayakta karşılayan, ayakta uğurlayan, herkese aynı tavrı gösteren nezaketi kast ediyoruz.

Gücü eline geçirenler, güç bendedir diye ahkam kesenler, kimsesizlerin kimsesi olma gayretinde olma sevdası ile yola çıkanlar ve aklını kaybetmişçesine fütursuzca kılıç sallayanlar bilmelidir ki;

Bir damla gözyaşı herkesi helak etmeye yeter.

Bunu ben söylemiyorum, ilahi adaleti tesis edecek olan ilahi iradenin hükmüdür bu.

Masumun gözyaşı...

Ciddiyet, sadakat ve nezaket sahibi olmayanlar, ne oldum delisi olup kılıç sallamaya başladıklarında, Allah hepimizi korusun...

Beyler...

Devlet işinde iseniz;

Lütfen, ciddiyet...

Lütfen, sadakat...

Lütfen, nezaket...

Ciddiyetten uzak, nezakete ırak anlayışlarla adalet tesis edilemez...

Devlet ve millete sadakatin olmadığı yüreklerle bir organizasyon yönetilemez.

Derseniz ki; "EKMEKCİ lafı nereye getirmek istiyor?"

Söz bitti...

Laf devam edecek...

Günün Sözü:

“Bir cümle yeter sözden anlayana, destan yazsan fark etmez laftan anlamayana!.. (Hz.Mevlana)”