Kırk yılın başında gazeteyi erken toparlayabilmişiz… İş çıkışı bir film izleyelim dedik Kundakcı’yla…

Lakin bir dizi rezaleti izlemek ve de yaşamak zorunda kaldık…

Malum, CarrefourSA gazetemize yakın

Hal böyle olunca tercihimiz buradan yana oldu…

Kundakcı park yeri ararken ben biletleri almak için fırladım…

Çünkü 2-3 dakika kalmış filmin başlamasına…

Veeee…

Rezaletler silsilesi gişede startı veriyor.

Cinemaximum sağ olsun, bizi çok fazla düşünmüş (!), bir uygulama başlatmış…

Sadece bilet alamıyorsunuz.

Sinema bileti + mısır + içecek…

Bu paketi almak zorundasınız…

Tarife bu… Kazık bu…

9.5 TL’lik bilet yerine 20 lira 50 kuruşluk bu paketi resmen size cebren ve hileyle kakalıyorlar…

Sadece bilet almak istiyorum diyorsunuz, kibarca (!) internete yönlendiriyorlar…

İnternette ise bilet fiyatı 14 TL

Ama bu resmen soygun diyorsunuz…

Ben bilmem tepedekiler bilir diyorlar…

Ben mısır yemem, asitli içecek de içmem diyorum…

Yerseniz diyorlar…

Neyse, Kundakcı sinirlenmesin… Adamın şekeri var, yüksek tansiyonu var, kalbi var…

O gelene kadar gişedekilere söylenip ‘sinema bileti + mısır + içecek’ paketime 2 kişi 41 TL ödeyip alıyorum.

Ama bu gece rezaletler gecesi

Anlaşıldı…

Filmin başlamasına 2-3 dakika kaldı, geç kalmayalım diye koştura koştura girdik ya sinema salonuna…

5 dakika geçiyor… 10 dakika geçiyor…

Film başlamıyor…

20 dakika geçiyor…

Film başlamıyor…

Reklam faslı tam yarım saat

Arkadaş…

Ben neden koşturdum…

Vaktim yok diye, filmin başlamasına 2-3 dakika kaldı diye, gişede kan beynime sıçrasa da, kibarca (!) yönlendirildiğim internetten bilet almak yerine ‘Lanet olsun, kesin’ deyip ‘sinema bileti + mısır + içecek’ paketime 41 TL’yi neden ödedim…

Yarım saat reklam izlemek için mi!..

Horlama sesleri geliyor kulağıma arka sıralardan…

Ben de artık koltukta sızmak üzereyken, film başlıyor…

Neyse deyip, gün yüzü görmemiş küfürleri yine yutkunuyorum…

Bozmayalım moralleri, kaçırmayalım keyifleri, film güzel diyorum…

Ama bitmiyor…

Bu gece rezaletlerin ardı arkası kesilmiyor…

Şimdi de görüntü yok ses var

Sanki beyaz perde değil, siyah beyaz tüplü televizyon

Sesleniyoruz…

Islık çalanlar oluyor… (Kundakcı da dahil…)

Bütün salon protesto alkışlarına başlıyor…

Bir Allah’ın kulu bize yanıt vermiyor… Sorunu çözen yok…

Çünkü makinist yerinde yok

En son aramızdan biri dışarıya bir görevli aramaya çıkıyor…

Neredeyse 10 dakika sonra filme kaldığımız yerden devam etme şansını bize lütfediyorlar…

Sağ olsunlar…

Yine bizi bizden daha çok düşünüyorlar (!)…

Filmi geri sarıyorlar da sesleri duyup da görüntüsüne vâkıf olamadığımız sahneleri de izleyebiliyoruz…

Velhasılıkelam…

130 dakikalık film için…

Saat 19.00’da girdiğimiz salondan…

22.00 sularında çıkıyoruz…

Film hangisiydi diye soracak olursanız…

‘CarrefourSA’da Rezalet’…

Bu sinemada…

Ama…

Kimseye tavsiye etmeyiz