Bursa Gazeteciler Cemiyeti, özellikle son 5-10 yılda türeyen ve gerçek gazetecilerin yüz karası olan çakma gazetecilerden kurtulma adına bir hamle başlattı.

Öncelikle bir etik kurul oluşturuldu.

Bu etik kurul, ‘gazeteler arası ne yapabiliriz, nasıl diyaloğa geçeriz'den önce Valilik ve Büyükşehir Belediyesi gündemine konuyu taşıma ve işbirliği kararı aldı.

İlk adım da Sayın Valimiz İzzettin Küçük ile yapılan toplantıda atıldı. Başkanımız Nuri Kolaylı konuyu gündeme getirdiğinde, anladık ki bu sıkıntı sadece bizim derdimiz değilmiş.

Hele ki önceki gün Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'la görüşmemiz de bunun böyle olmadığı adeta perçinlendi.

Sayın Başkan, bize ders veren bir cümle de kurdu, "Anladığım kadarıyla gazeteciler arasında belirgin bir birliktelik ve kriter birliği yok. Öncelikle bu sağlanmalı ve kriterler belirlenmeli. Bu konuda biz de tıpkı Vali Beyimiz gibi oluşturulacak etik kurula arkadaş gönderebiliriz" dedi.

Kriter konusunda ön yargılı olmak istemediklerini söyleyen BGC Başkanı Nuri Kolaylı, ama gazetecilik mesleğini de ayağa düşüren şantajla haber yapan kişilerden de (bana göre onlar çakmak gazeteci değil adeta birer tetikçi) kurtulma konusunda belediyeden destek beklediklerini dile getirdi.

Bu işin resmi kısmı… Bu konuda şimdi agazete Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ve BGC Etik Kurul Üyesi olarak kendi fikrimi söylüyorum ve dün de Başkan Alinur Aktaş'a da söyledim bu düşüncelerimi:

"Yazı işleri müdürü, genel müdürü, muhabiri, reklam müdürü, editörü, köşe yazarı aynı kişi ise arkadaş ben bu insana nasıl gazeteci gözüyle bakayım..."

Bir kişilik dev kadroyla oturduğu yerden kartvizit biçerek,

toplantı toplantı gezerek,

tehdit ederek,

tek sermayeleri yalakalığın doruklarında gezip,

toplantının havasını tamamen duygusal manevralara götüren bu kişilere gazeteci demek

gerçek gazetecilere sadece hakaret değil, yedi düveline sövmektir.

Başkan Aktaş'a da sordum,

"Sayın Başkan, size soru sormadan önce 5 dakika yalakalık yapan insana bakışınız nedir?" diye.

"Olur mu öyle şey, biz eleştirilerden de ders çıkarmasını biliriz ve yapıcı eleştirinin de her zaman yanındayız. O eleştiriler kimi zaman toplantılarımıza da konu olmuştur, yön vermiştir" dedi.

Şimdi sayın (!) yalakalar, sizlere sesleniyorum…

Gazeteciliğin birinci kuralı bana göre soru sormak ve o soruyu da nasıl soracağını bilmektir.

Doğru soru sorarsan doğru cevap alırsın.

Soru sormanın adabında da yalakalık asla yoktur.

Bugünlük sadece bu konuda kalalım.

Sonrası gelecek, merak etmeyin.

En azından sizlerin amip gibi türememeniz için benim de içinde olduğum bu etik kurul elinden geleni yapacak.

Meydan artık boş değil, bilesiniz.