Sağlık sektörü, ülkemizin en önemli kurumlarını içine alan hem de karşılaşılan sorunlarla gündeme gelen bir sektördür. Bu zor zamanlarda gece gündüz en çok çalışan olan sağlıkçılarımız nelerle karşılaşıyor, nelerle mücadele ediyor birçoğumuz bilemeyiz. Ne güzel işleri var; oturdukları yerden para kazanıyorlar diyenler bile var.

Sağlık sektöründe en önemli sorun bence sağlık çalışanlarının sağlığıdır. Ülkelerin gelişmişlik düzeyinin en temel göstergelerinden birinin sağlık hizmeti olduğunu çoğumuz biliriz. Sağlıklı yaşam herkesin temel hakkıdır. Sağlığın korunması, mevcut sağlık sorunlarının giderilmesi insanlığın ve toplumun önemli hedefleri arasındadır. Bu nedenledir ki sağlıkçılar her zaman kutsal, saygın ve onurlu bir yere sahiptir bizler için.

Ülkemizde sağlık çalışanlarının toplum nezdinde gereken saygınlığa sahip olmadığı düşüncesindeyim. Her geçen gün sağlıkta şiddet de tırmanmaktadır. Yapılan araştırmalara göre günde 50’nin üzerinde sağlık çalışanı şiddete maruz kalmakta, şiddet kimi zaman can almaktadır. Bunların içerisinde tabi basına yansımayanlar da bulunuyor.

Sağlık çalışanı bir arkadaşımın anlattıklarına göre eğitim ve liyakate değil, idareye yakınlığına göre atanan yöneticilerin baskı, yıldırma ve mobbingine maruz kalanların çok yoğun stres altında hizmet verdiğini de öğrendim; en kötüsü de bu işte.

Neden yazımda sağlık çalışanlarına değindim diye sorarsanız? Çok ilgilenmem aslında; hasta olsam bile çok fazla hastaneye gitmeyi sevmeyen biriyim. Hatta bir rahatsızlığımdan dolayı hastaneye gitme ihtiyacı duyup, 15 gün sonraya randevu bulup, randevuya mesafe uzaklığı sebebiyle yarım saat geç kalmam sebebiyle doktorun sinirlenip beni muayene etmemesi daha çok küstürmüştü. O günden sonra çok şükür büyük bir rahatsızlık geçirmedim ve gitmedim.

Gel gelelim asıl konuya, dediğim gibi kızdığım bazı mevzuların yanında aslında çok önemli bir konuya değinmek istiyorum. Geçen gün annemin rahatsızlığından dolayı bir hastanenin acil servisine gittik. Orada annemin uyanmasını beklerken hastanede karşılaştığım olay beni gerçekten inanılmaz şaşırttı. Olay doktor, hemşire ve hasta yakını arasında yaşandı. Orta yaşlarda bir kadın kayınvalidesini hastaneye getirmiş ve hemşireler normal bir seyirde serum takmışlar. Orta yaşlı kadında serum erken bitsin diye, gidip serumun dozunu yükseltmiş.

Doktorun kadına sert bir şekilde “Nasıl böyle bir şey yaparsın?” diye sorduğuna ve kadının “Evimde misafirim var, çocuğum yalnız. Eve erken gitmek için yaptım” dediğine şahit oldum. Şaşkınlıkla olayı anlamaya çalışırken kadın ağlamaya başladı ve doktora yalvarmaya başladı ama doktor haklı olarak tutanak tutulacağını belirtti.

Kayınvalidesi yüksek dozdan hayatını kaybedebilirdi. Buna bilinçsizlik mi denir, cahillik mi denir yoksa nefret mi? Bunun tehlikeli bir şey olduğunun farkında mı değildi acaba, yoksa bilerek mi yaptı?Bunu bilemeyizama anlayacağınız gerçekten sağlık çalışanlarının işi çok zor. Hele ki virüsün kol gezdiği şu dönemlerde bizde sağlık çalışanlarımızın işini zorlaştırmayalım…