Önceki günkü anjio hikayesini sigaraya bağladığım yazı sonrası sağ olsunlar meslektaşlarım geçmiş olsun dileklerini ilettiler.

İşte o arayanlardan en ilginç yorumu yapan bizim bina yan komşumuz, PR şirketlerinin ve reklam dünyasının medarı iftiharı Serdar Ömeroğulları oldu.

“Ahmetcim, senin yazıyı okudum yaktım bir cigara. Hem sen sigara içmeyin demişsin. Ben sigara içmiyorum ki yiyorum yiyorum…”

Bu söze ne denir, tabii ki “İyi halt ediyorsun” denir.

Kendinle barışık olman iyi de bu kadarı da fazla diye söylendim, son öğüdümü verdim Serdar’a: “Bak kardeş en çok sevdiğim yemek kuru-pilav yerken kalbimi cızlatmışım (kriz demeye dilim varmıyor)…

Bak sen de en çok döner salonlarında görünüyorsun, homini gırtlak vaziyetlerindesin. Dikkat et kendine. Cız olmayasın.”

Dost acı söyler, söz konusu Serdar hem de Ömeroğulları olan Serdar olunca daha da acı söylerim…

Yengemiz emekli olacak, yeğenimiz üniversite okuyacak, sen Erguvan’ı holding yapacaksın… Sigara içersen ve dahi bilumum kötü alışkanlıkları sürdürürsen vallahi Kenan Kibar abim bile kurtaramaz seni bilesin…

Halı sahalara dikkat!

Bu kalp olayları bugünlerde dilime iyice dolandı. Hani derler ya insanın neresi ağrıyorsa canı oradadır diye… Sevgili doktorumun verdiği çuval dolusu ilaçlardan iki tanesi de yakıcı iğne… Ama o yakıcılığı hastanenin acil servisinde gördüğün manzaralar karşısında unutuyorsun ve o iğnenin acısı sana sivrisinek vızıltısı gibi bile gelmiyor.

Önceki akşam yine Madicabil Hastanesi’ne iğne olmak için giderken bahçesinde formalı şortlu ağlaşan koca koca adamları görünce anladık tabii ki vaziyeti… Belli ki bir vatandaşımız halı sahada kalp krizi geçirmiş… ‘Kaybettik’ diye konuşuyorlardı aralarında… Ama acil içinde de hummalı bir koşuşturma vardı.

Bizim iğne kaydımızı yapacak görevli “Biraz bekleyebilir misiniz, arkadaşlarımız şu an çok yoğun” dediğinde, verecek yanıtımız “Tabii ki, ne demek, ortada bir can söz konusu, siz yapın görevinizi” olacaktı. 

Dışarıda vefat denilen vaka içeride can kurtarma çabasına dönünce insan olarak tabii ki umutlandık. Bir süre bekledik ama sonucu öğrenemedik. Biz daha sonra iğne için bir başka sağlık kuruluşuna geçtik. Yani bu kalp mevzularında önlem alınması gereken konulardan biri de spor yaparken kendimize dikkat etmek olsa gerek…

Yurdum dört bir yanından gelen ajanslara düşen haberler arasında halı sahalarda kalp krizi sonucu ölüm vakaları artmış durumda. Bu konuda da vatandaşlarımızın bilinçlenmesi eğlenceyi ölüme çevirmemesi lazım…

Korkulmayacak ana bedduası

Ve gelelim şimdi Zehra Sultan’a… Kendileri annem olur. Vakti saatinde içtiği sigaralar sonrası vedası bir akciğer rahatsızlığıyla olunca o da bana acayip beddualar ediyordu sigara içtiğimi görünce. Ana bedduası tutar mı tutar…

Kendisinin iki bedduası vardır biri tuttu, inşallah ötekisinin de tutmasını canı gönülden bekliyorum.

Kundakçı, kalbine tel soktular kafayı mı yedin diyenlere hemen açıklayalım: Anamın bana kızdığında özellikle sigara içtiğimi gördüğünde ilk bedduası “Allah seni ak sakal etsin” olurdu…

Vallahi saçım kaşım simsiyah sakallar ağardı gitti.

İkincisi ise yine annem o mereti içtiğimi gördüğünde “Allah seni alsın, hacca, umreye götürsün” şeklindeydi…

Haydi bakalım anacağım, ikinci duanın da kabul olması dileğiyle…

Herkese iyi pazarlar, sağlıklı kalpler, sigarasız günler…