Şenol Güneş düşmanları bir kez daha kaybetti.
Şenol Güneş’le birlikte 
mütevazilik kazandı,
akıl kazandı,
sistem kazandı,
Türk gençliği kazandı.
..Ve en önemlisi 
İstiklal Marşı kazandı…
Bırakın adamın saçları yamuk dursun, taranmasın;
Fatih Terim’de ya da Ersun Yanal’da her türlü racon ve artistik vardı da ne oldu!
Bu ülkenin cumhurbaşkanları kaybederiz korkusuyla maçlara gidemezdi…
Ama Cumhurbaşkanı Erdoğan, o akşam tribünlerde idi… 
Velev ki maç kaybedilse bile son Andorra maçını rahat kazanıp Euro 2020’ye gideceğimizden o da emindi…
Anlayacağınız, Şenol Güneş, genç bir jenerasyona güvendi…
Aralarına çok sevmeseniz de Emre gibi bir ihtiyarı (!) monte ederek pas konusunda,
adam kaçırma konusunda 
‘Neler yapılması gerektiğini bundan öğrenin’ dedi…
Yine her şeyi geçin, Türk gençliğinin, Türk futbolunun bir kimliği olması gerektiği konusunda herkese ders verdi.
Bu arada çiçeği burnunda Federasyon Başkanı Nihat Özdemir’e Euro 2020 biletinden daha güzel ne hediye verilebilirdi ki
*** 
Türk futbolcuya güvenin be kardeşim artık…
Sahalarımızı yabancı çöplüğüne çevirmeyin…
İnanıyorum ki ülkemizde yabancı statüsüyle oynayan futbolcuların yüzde 5’i takımına yüksek oranda, yüzde 15’i vasat, geriye kalanların ise yerlilerden daha fazla katkısı olduğunu sanmıyorum… 
Ben bu fikre katılmıyorum diyenle gelin Federasyona gidelim…
Tüm yabancıların lisanlarını alıp maçlarını seyredelim…
Hanya, Konya çıksın ortaya…
Yöneticiler de takkelerini önüne alıp iyice düşünsünler nerede hata yaptıklarını…
Ahmetler, Mehmetler, Onurlar, Mustafalar…
Kendilerinin yerine Hans’ı, Mamado’yu, Samuel’i tercih edenlerden hesabını fena soracaklar…
İnşallah o günleri de yakında göreceğiz…
Federasyon, zamana yayarak yabancı kontenjanını düşürmeye kararlı…
Bence bıçak gibi kesip kararı verseler, 
zamana yaymasalar daha kabul görür bir davranış olur ama neyse…
Kulüp yöneticilerinin böyle bir durumda “battık çıktık” diye naralarını şimdiden duyar gibiyim…
Yolun açık olsun Türkiyem,
İngiltere’de seni izlemek çok keyfili olacak.