Geçen hafta BTSO’nun başına Balkan kökenli biri geçmeli demiştik.

Bunun böyle olmasının, demografik yapımızdan, şehrimizde iş adamı ve sanayicilerin ezici çoğunluğu Balkan kökenli olmasının ötesinde, kurumsal olarak ülkemizin en iyilerinden olan Bursa Ticaret ve Sanayi Odası’nın çok daha farklı misyonunun olması gereğindendir.

Bu tür büyük kuruluşlar doğrudan ülkemizin stratejik çıkarlarına yönelik projeler geliştirip, uygulamalıdır.

Burs vermek, çarşı pazar restore etmek, derslik,okul yapmak, kurslar düzenlemek, fuar açmak gibi faaliyetlerde bulunmak mutlaka önemlidir ama bu tür faaliyetleri vakıf,dernek veya şahıslar zaten fazlasıyla yapmakta.

BTSO gibi dev bütçeli ve potansiyeli yüksek bir kuruluşun vizyon ve misyonu bunların çok ötesinde olmalı.

Bu tür potansiyeli yüksek kuruluşlar esas olarak ülkemiz açısından katma değeri yüksek olan faaliyetlerde bulunmalı.

Oysa BTSO’nun etkinliklerine baktığımızda en önemli etkinliklerinin başında ulusal ve uluslararası fuarları gezmek gelmekte.

Bunlarolacak ama özellikle uluslararası ölçekte BTSO’nun planlı programlı ülkemizin stratejik çıkarlarına hizmet edecek bir projeye imza attığına şahit olmadık.

Adeta Balkan şehri olan, bunun ötesinde en fazla üye ve belli başlı en önemli işletmelerin Balkan kökenli iş adamı ve sanayicilerimiz sahip olduğu Bursa’da BTSO’nun başkanı eskisi gibi tekrar Balkan kökenli biri olmalı.

Bu durum doğrudan bizim Balkanlardaki varlığımız ile ilgili bir durumdur.

Yüzyıllardan beri oradan bizim varlığımızı silmek için gayretler var.

Bunun için milliyetçi akımları arttırmakdahil, değişik yöntemler kullanıldı ama son yıllarda en etkin silah olarak ekonomik enstrümanlar kullanıldı ve önümüzdeki süreçte daha da arttırılarak devam edecek.

Bundan dolayıdır ki ülkemizde görevlendirilen ticari ataşeler bundan sonra çok daha faal olacaklardır.

Güya amaçları Balkanlara yatırım yapacaklara kolaylık sağlamak, ama asıl amaç orada böyle niyetleri olanları tespit edip kayıt altına almaktır.

Özellikle bilişim ve yüksek teknoloji konusunda yatırım yapanlar hakkında bilgi toplayacaklar.

Tabi ki yatırımcılara söylendiği gibi kolaylık değil, böyle niyeti olanlara bin bir türlü bahaneler ile zorluk çıkarılacak. Fazla söze gerek yok.Bunu denemeye kalkanlar bu durumları zaten çok net yaşayacaklardır.

Uzatmaya gerek yok. Geçen hafta dediğimiz gibi konular uzun ve derin.

Kestirmeden gidecek olursak;

Balkan şehri olan Bursa’da BTSO’nun başında da Balkanları iyi bilen vizyonu geniş Balkan iş adamı olması önemli.

Burada esas görev bizim SİAD’larımıza düşmekte. Kendi aralarında istişare ederek bu göreve en uygun kişiyi belirleyip ortak aday çıkarmalıdırlar.

Seçimlere bir ay kala bu ne kadar mümkün olur bilinmez, ancak SİAD’larımız cesurca kararlar alıp bir araya gelirse, tahminlerin ötesinde kolay olur.Bunu yapmaları her şeyden öte bir görevdir.

Burada söz konusu olan doğrudan Balkanların istikbalidir.

Bu durum şu an için çok net anlaşılmayabilir ama ne demek istediğimiz önümüzdeki yıllarda çok daha net ortaya çıkacaktır.

Nasıl ki on beş yıldır ısrarla tüm Balkanlarda örgütlenmeye gidilmeli ve bu da tek elden koordine edilmeli diye raporlar yazıp, anlattıysak ve her geçen gün bunun noksanlığı daha net hissediliyorsa, aynı şekilde bu konuda da neden bahsettiğimiz yakın gelecekte olaylar tecelli etmeye başlayınca daha iyi anlaşılacaktır.

Bu ortamda, Ortadoğu’da yaşanan gelişmelerden sonra sıranın Balkanlara geleceğinden kimsenin şüphesi olmasın.