Hani çok iyi bir ülkeydik! Hani en zor zamanlarda birlik olurduk! Hani biz bize yeterdik.

Hani dünyanın en merhametli ülkesiydik! Hani her zaman mazlumun mağdurun yanında olan ülkeydik!

Dış görünüşümüz güzel olsa ne yazar içimiz kararmışsa eğer…

Tabi ki vicdan sahibi olanlar var. İzmir’i duyar duymaz işini aşını bırakıp koşanlar da var. Ama şu haberleri görünce gerçekten insanın midesinin bulanmaması elde değil…

İzmir depremini duyar duymaz yardıma gidenlerin yanında bide hırsızlık için giden vicdansızlar var.

AKUT saatlerce, günlerce, yorulmaksızın gözyaşlarıyla enkazın altından canlı ararken, enkazda hırsızlık yapan vicdansızlar da vardı. Ben bunlara insan demem insan değil insan görünen mahluklar…

İzmir depreminden sonra adeta bütün Türkiye yardıma koştu. Sosyal medya hesaplarında depremzedeleri evlerine davet eden mi, onlar için sıcak çorba ikramında bulunan mı, otellerinin kapısını açan mı… Hatta İzmir’de olmayanlar kullanmadıkları evlerin anahtarlarını bile bir şekilde depremzedelere ulaştırdı.

Kent büyük bir dayanışmaya şahit oldu.

Herkes yardım için sıraya girerken gel gör ki burada da fırsatçılık kendini gösterdi.

Acil olarak evlerini taşımak zorunda kalan ev sahipleri boş ev bulmakta zorlanırken bazı emlakçılar kendilerine bu çaresizliği fırsat gördü. Ev fiyatları uçtu… Nakliyeciler de fırsat bu fırsat dedi onlarda uçtu. 

İstiklal şairimiz Mehmet Akif Ersoy ne güzel söylemiş, “DİNLERİ VAR İŞLERİMİZ GİBİ, İŞLERİ VAR DİNİMİZ GİBİ” ne güzel söz toplum olarak mangalda köz bırakmayız fırsatını bulduk mu…

Virüs gelir araç zamlanır, deprem olur evler zamlanır, Ramazan gelir et fiyatları artar, kış gelir yakıta zam gelir… Velhasıl insan ne zaman dara düşse insanı daha da dara düşürmek için uğraşanlar var düşene vuruyorlar, bu insan kılıklı mahluklar.

RABBİM BU FIRSATÇILARA KİMSEYİ MUHTAÇ ETMESİN!