Eskiden yapılan ev ziyaretleri, aile ve akrabalık ilişkileri yerini teknolojik aletlere bıraktı.
Tüm dünyada toplumu esir almış olan teknolojik oyunlar ve oyuncaklar insanları yavaş yavaş uçuruma sürüklüyor. Ülkemizde de durum aynı boyutta, artık toplumca birbirimizle konuşamaz hale geldik.
Ülkem insanı kendini yok etmek için elinden geleni yapıyor. Bizler çocukluktan başlayarak birer birey olana kadar ailemizle sohbet eder, evimize gelen misafirimize sonsuz saygı gösterir, yanlarında oturur, hizmette kusur etmezdik.
Bizler öyle bir nesildik fakat şimdi toplum olarak çok bozulduk. Teknolojik gelişmeler aile ve toplum ilişkilerini olumsuz etkileyerek komşuluk, akrabalık diyaloglarını da etkileyerek bitirme noktasına getirdi.
Televizyonla beraber tabletler, akıllı telefonlar artık bebeklikten başlayıp, çocuklukla süren bir girdabın içine sokarak duyarsız bir toplum yaratmaktadır. 
Bundan 20-25 yıl öncesine kadar, üç kuşak bir araya gelerek sohbetler eder, birbirini anlar ve dayanışma içinde yaşayıp giderdik.
Ben üç kuşak içinde yaşayan biri olarak ananemiz, dedemiz, babaannemiz, akraba ve eş dostumuzla uzun uzun konuşup onların hayat hikayelerini ve neler yaşadıklarını dinleyen bir neslin içinden geliyorum.
İyi ki de öyle yetişmişim ve ben hâlâ aile büyüklerim, komşu teyzem, bakkal Hasan amcam ve herkesle iyi geçinen biri olarak gelecek nesillerden maalesef umutsuzum, yazık o gençlere üzülüyorum.
Kendilerini bir esir gibi bağımlı kılarak özellikle telefon, tablet ve bilgisayar kullanarak o güzel beyinlerini yoruyor ve daha mutsuz, sorumsuz, haylaz bir nesil ortaya çıkıyor.
Bugün akrabalık, komşuluk kalmadı çok nadir şekilde devam etmekte ve bu bizi işin içinden çıkamayacak hale getirdi. Eskiden bir edep, terbiye vardı. Şimdiki gençlerde bunu görmüyorum, saygısızlık diz boyu, kimsenin kimseye saygısı tahammülü kalmadı.
Halbuki biz dert dinleyen, paylaşımı seven komşunun, akrabanın bir dediğini iki etmeyen gençlerdik. Ne oldu da biz böyle olduk.
Biz büyüklerimizin gözlerinin içine bakan, onların yüz ifadeleri ile ne demek istediğini anlayan güzel çocuklardık. Televizyon dizilerinin herkesi etkilediği insanlara güvenin azaldığı bu da yapmaz dediğin kişinin bile çirkinleşebildiği bir topluluk olmuşuz.
Sevgimizi, duygularımızı birbirimize bakarak söylemek yerine sıkıntılı ve üzüntülü zamanımıza rağmen birbirinin gözünün içine bakmadan, sanal alemde emojilerle birbirlerine karşılıklı ifadeler kullanır olduk.
Bu durum insanlar arası bağları zayıflatmakta ve insanlar sosyal olacakları yerde içine kapanan bireyler olmaktadır.
Gelişen teknolojiyle birlikte dolandırıcılık olaylarının da artması insanların birbirine olan güvenini zedelemektedir.
Bu olumsuz olaylardan kurtulmak için teknolojiyi ve bağımlılık yapmaması için sadece ihtiyaç halinde, ihtiyacı kadar kullanmalı ve insan ilişkilerine zaman ayırmalıyız. 
Toplum olarak bu yanlıştan dönelim ve umudumuzu yitirmeyelim...