Tarih boyu zor süreçlerden geçtik, hala sınavlardan geçmeye devam ederken sessizliğimiz coşkuya mani değildir. Engellerin ve mücadelenin sonu başarı, karanlığın diğer yüzü daima aydınlık olmuştur diyerek,  bu salgın günlerinde evde kalıp, yazıma Atatürk'ün Gençliğe Hitabesini bangır bangır okuyarak başlamak istedim.

Atatürk’ün gençliğe armağan ettiği “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutlanan 19 Mayıs tarihinin önemini daha iyi anlayabilmek için Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 tarihleri arasında gerçekleştirdiği İstanbul Samsun yolculuğunu şimdi ve bütün 19 Mayıs günlerinde hatırlamamız gerektiği bilincindeyim.

Türkiye Cumhuriyeti tarihinde en önemli olaylardan biri Atatürk’ün Samsun’a ayak basışıdır. Türk Milleti Birinci Dünya Savaşı sonrasında kötüleşen koşullar içinde kurtuluş çareleri ararken büyük bir lider Mustafa Kemal Atatürk ortaya çıktı ve Samsun’a ayak basarak “Kurtuluş” yolunu açtı.

Dolayısıyla Atatürk’ün 16-19 Mayıs 1919 İstanbul’dan başlayan yolculuğu bir kurtuluş dönemini simgeler.

Samsun işgal kuvvetleri için önemli noktalardan biriydi. Stratejik bakımdan büyük bir öneme sahipti ve Karadeniz'den Orta Anadolu'ya açılan en rahat ve güvenilir bir kapıydı. İngilizler 9 Mart 1919 tarihinde Samsun'a askeri birlik çıkarmışlardı.

Şehirde İngiliz kuvvetleri vardı, Pontus yanlıları sokaklarda kol geziyordu. Halk kendisini koruyamayacak durumdaydı. İngiliz askeri birliklerine karşı tepki olarak, Türk Makinalı Tüfek birliğinden Hamdi adında ki bir teğmenin askerlerini alarak dağa çıkması ve Türk halkının silahlanması İngiliz Yüksek Komiserliği'ni rahatsız etmişti. Şikayetler üzerine dikkatler bu bölgeye çekilmişti.

Ülkenin içinde bulunduğu bu zorlu ve umutsuz günlerde bölgeye güvenilir bir komutan gerekti. Bu mücadeleli süreçte bölgenin huzurunu sağlamak için Anadolu topraklarına geçmek isteyen bir komutan vardı.

O Komutan Mustafa Kemal Atatürk'tü.

Atatürk 18 kişilik yol arkadaşıyla birlikte 16 Mayıs 1919 Cuma günü  "Bandırma" adında eski bir vapurla İstanbul'dan yola çıktı.

Milli Mücadele'yi başlatmak üzere Samsun'da Anadolu topraklarına ayak bastı.

Türk Milleti için bir dönüm noktası ve kurtuluşun başlangıcı olacaktı.

Atatürk'ün Samsun'a çıkışında gördüğü manzara pek parlak değildi. Uykusuz gecelere ve yorgun günlere yenileri eklenmişti.

O ve O'nun gibi düşünenler için azimle aşılamayacak hiçbir engel yoktu.

Söz konusu vatan, bayrak olduğunda; şartlar her ne olursa olsun ulus olarak birlik ve beraberlikle bütün zorlukların üstesinden gelmeyi başardılar.

Bir milleti millet yapan dini, dili, ırkı olduğu kadar milli"şuur"dur.

19 Mayıs 1919'da tek yürek olmayı Milli şuurumuzla bütün dünyaya kanıtlamış olduk.

Bu memleketi, "Benim gelecekteki emellerimi gerçekleştirmeyi üstlenen, beni anlamış ve anlayacak olan gençliğe bırakıyorum" diyerek Türk gençliğine olan güvenini anlatmış, böylesine anlamlı tarihi bir günü Türk gençliğine hediye etmiştir.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve inkılapları doğrultusunda; tüm emanetleri gibi bu sözleri de hepimiz için bir rehber, bir fener olmalıdır.

Atatürk " Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikirlerimi benim duygularımı anlıyorsanız ve hissedebiliyorsanız, bu kâfidir" demiştir. Atatürk'ü anlamak; yaşadıklarını, düşüncelerini ve fikirlerini bilmekle, hissetmekle, değerlerine sahip çıkmakla mümkündür.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasında yaşanan zorlukları her daim göz önünde tutarak kutlamak, kıymetini bilmek vefa borcumuzdur. Mustafa Kemal Atatürk ve yol arkadaşlarının emekleri karşısında saygı ile eğiliyor, sevgimle, minnet duygumla anıyorum.

Fikirde yenilikçi, doğruları gören, gerçeklerden ayrılmayan ve anlayan her yaşta ki gencin "19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı" kutlu olsun.