Sudan sebeplerle ortaya konulan kriz ve gerginlik senaryolarından biri daha gösterime girdi.
Peki, Katar ile Arap ülkeleri arasındaki kriz kimlerin işine yarar.
Tabi bu senaryolar hemen yazılıp sahnelenmiyor; öncesinden yaşananlar, talepler, yaptırımlar ve özel çıkarlar çatışmaları ya da ülke olarak gelişmekte iseniz ve yaptıklarınız takdire şayan ise 'durun bakalım, siz nereye ve nereye kadar' diye maalesef sorulmaya başlanır.
Bir taraftan silah üreticileri, onların simsarları… Malum diğer taraftan en çok silah pazarının talepçisi Müslüman devletler, yani Ortadoğu…
'Böl, parçala ve yönet' senaryolarının en büyük müsebbibi 
'Arap + parA’ eşittir petrol.
Ava çıkanlar bellidir. Gidecek yerleri de bellidir. İşleri budur, kanla beslenirler.
Ancak avlanacak olanlar da uyanık olduklarını zannederler. Seçtikleri çakma bir lider ile işbirliği kurarlar. İçerden savaşmadan sevişerek ülkeler satılır ya da kiraya verilir.
Sonra kendileri de bu avda ve kanda er ya da geç boğulurlar. Bu da doğanın kuralı olsa gerek. 
Ya da en doğrusu ilahi adalet mi tecelli ediyor desek.
Buna imkân tanıyanlar avlananlardır. Birlik, beraberlik, güven, korku, beni ısırmayan yılan...
Ne derseniz deyin bunları çoğaltmak mümkün.
Dik duran liderler çoğaldıkça birlik ve beraberlikler sağlandıkça malum birilerinin ekmeğine çomak sokuluyor.
Katar ile birçok ülkeye zenginlik katar diye korkarlar.
Güçlü Türkiye ile işbirliği birilerini rahatsız etti.
Müslüman ülkelerin dayanışma içine girmedikleri, işbirlikleri ve ortak Pazar çalışması yapılmadıkça, ortak savunma yapılmadıkça iflah olmamız belki imkânsız değil ancak çok zor…
Ne oldu da birden; Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Yemen, Mısır ve Bahreyn yaptıkları açıklamalarla Katar ile tüm diplomatik ilişkilerini kestiklerini duyuruyor. Akabinde Libya ve Maldivler de şer kervanına katıldı. Suudi Arabistan, BAE ve Bahreyn, ülkelerinin hava sahasını Katar'a kapattılar, Katarlı diplomatların 48 saat içinde ülkelerinden ayrılmasını istediler.
Katarlıların yedi ülkeye seyahat etmesi de yasaklandı…
Katar'a karşı yapılan şimdilik diplomatik ablukaya sonrası ise senaryoların adı ve soyadı ne olur hep beraber göreceğiz.
Arap adasında huzur birilerinin işlerine gelmeyince 'Araplarla Arap'ı vurma, durdurma yoluna gittiler.
Bunlara maşa olan ülkelere baktığınızda kimlere hizmet ettiğini tahmin etmek çok da zor olmasa gerek. 
Peki, asıl mesele nedir?
Ortadoğu’da kan ve gözyaşının dinmemesi…
Daha önce Irak’a demokrasi götüreceğiz dediler sonuç ortada.
Afganistan durumu ortada, Libya’nın durumu ortada…
Yeraltı ve yerüstü kaynaklar tüketilene kadar demokrasi adı altında işgal…
Kaynaklar bitince de kaderine terk edilecekler.
Birlik ve beraberlik sağlanmadıkça gelişmekte olan ülkelerin kafasına çorap örülür. Güçsüzleştirilir.
Güçlü olmak için birlik ve beraberlik ve de samimiyet gerek.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın bölgedeki meselelerin diyalog ve diplomasiyle çözülmesi gerektiğini, gerilimin düşürülmesi için Türkiye olarak her türlü katkıyı sunmaya hazır olduklarını ifade etti. İnşallah aklıselim ile çözülür sorunlar... Yoksa bölgedeki kan coğrafyası Ortadoğu'nun güneyine doğru kayacak olması ancak kandan beslenenlere fayda sağlar...
Facebook sözlerine pek itibar etmem ama dün okuduğum bu konumuzu özetliyordu... 20 yıldır İsrail'e karşı birleşemeyen Araplar neden bir günde kardeşi Katar'a düşman oldu... Hakikaten neden böyle oldu...