Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 6.suresi olan En’âm suresinin 32 ila 38 âyetlerinin mealini aktaracağım.

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

32. Dünya hayatı bir oyun ve eğlenceden başka bir şey değildir. Müttaki olanlar için ahiret yurdu muhakkak ki daha hayırlıdır. Hâla akıl erdiremiyor musunuz?

33. Onların söylediklerinin hakikaten seni üzmekte olduğunu biliyoruz. Aslında onlar seni yalanlamıyorlar, fakat o zalimler açıkça Allah’ın âyetlerini inkâr ediyorlar.

34. Andolsun ki senden önceki peygamberler de yalanlanmıştı. Onlar, yalanlanmalarına ve eziyet edilmelerine rağmen sabrettiler, sonunda yardımımız onlara yetişti. Allah’ın kelimelerini(kanunlarını) değiştirebilecek hiçbir kimse yoktur. Muhakkak ki peygamberlerin haberlerinden bazısı sana da geldi.

35. Eğer onların yüz çevirmesi sana ağır geldi ise, yapabilirsen yerin içine inebileceğin bir tünel ya da göğe çıkabileceğin bir merdiven ara ki onlara bir mucize getiresin! Allah dileseydi, elbette onları hidayet üzerinde toplayıp birleştirirdi, o halde sakın cahillerden olma!

36.Ancak(samimiyetle)dinleyenler daveti kabul eder. Ölülere gelince, Allah onları diriltecek, sonra da O’na döndürülecekler.

37.O’na Rabbinden bir mücize indirilseydi ya! dediler. De ki: Şüphesiz Allah mücize indirmeye kâdirdir. Fakat onların çoğu bilmezler.

38.Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve (gökyüzünde) iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi ancak sizin gibi topluluklardır. Biz o kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet(hepsi)toplanıp Rablerinin huzuruna getirilecekler.

Müfessirler, 32. âyette Ebu Cehil, Peygamber’e: ‘Biz sana yalancı demiyoruz. Çünkü senin emin ve sâdık olduğuna hepimiz kanıyız. Biz ancak Allah’ın âyetlerini inkâr ediyoruz’demişti. Resullah bu duruma çok üzüldü. Allah Teâlâ peygamberini teselli etmek üzere 33. âyeti indirdi.

35. âyetten anlaşıldığına göre, mucize göstermek Peygamberin elinde değildir. Peygamber mücize ister; fakat Allah dilerse ona mucize verir, dilemezse vermez. İşte bu durum, peygamberlerin doğru söylediklerinin en büyük delilidir.

38. âyette yeryüzündeki bütün canlıların insanlar gibi birer tür oldukları bildirilmektedir. Tek hücrelilerden omurgalılara, sürüngenlerden ayaklarıyla yürüyenlere ve kanatlarıyla uçanlara varıncaya kadar bütün canlılar müstakil birer tür oluşturmaktadır. Ancak insan, bu türlerin en şereflisidir. Her türün kendine has ortak hayat kuralları vardır. Yüce Allah bunların hayatlarını, gerek toplu olarak gerekse fert fert kontrol eder; ihtiyaçlarını karşılar. Bu durum, yüce Allah’ın kudretinin sonsuzluğunu göstermektedir.

Peygamber efendimiz(s.a.v.) bir hadisinde buyurur:Kim sabrederse, Allah da ona dayanma gücü verir. Hiç kimseye sabırdan daha hayırlı ve daha geniş bir ikram verilmemiştir.

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasanız diye size öğüt veriyor.(Nahl/90)

Ey iman edenlar! Allah’tan korkun ve doğrularla beraber olun. (Tevbe/119)

Ya Rabbi!Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Şifa zehirdir, zehir şifadır. Şifayı zehreyleyen, zehri şifa eyleyen sensin Ya Rabbi.

Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme Ya Rabbi.

Hayırlı Cumalar diliyorum.

Selam ve dua ile...