Bu cuma günü sizlere Kur’ân-ı Kerim’in 4.suresi olan Nisâ suresinin 95 ila 100 ayetlerinin mealini aktaracağım.

Sonsuz Şefkat ve Merhamet Sahibi Allah’ın adıyla

95.Müminlerden ‘özür sahibi olanlar dışında’ oturanlarla malları ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler bir olmaz. Allah, malları ve canları ile cihad edenleri, derece bakımından oturanlardan üstün kıldı. Gerçi Allah hepsine de güzellik (cennet) vadetmiştir; ama mücahidleri, oturanlardan çok büyük bir ecirle üstün kılmıştır.

96.Kendinden dereceler, bağışlama ve rahmet vermiştir. Allah çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

97.Kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: ‘Ne işte idiniz!’ dediler. Bunlar: ‘Biz yeryüzünde çaresizdik’ diye cevap verdiler. Meleklerde: ‘Allah’ın yeri geniş değil miydi? Hicret etseydiniz ya!’ dediler. İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.

98.Erkekler, kadınlar ve çocuklardan (gerçekten) âciz olup hiçbir çareye gücü yetmeyenler, hiçbir yol bulamayanlar müstesnadır.

99.İşte bunları, umulur ki Allah affedicidir, bağışlayıcıdır.

100.Allah yolunda hicret eden kimse yeryüzünde gidecek birçok güzel yer ve bolluk (imkân)bulur. Kim Allah ve Resulü uğrunda hicret ederek evinden çıkar da sonra kendisine ölüm yetişirse artık onun mükâfâtı Allah’a düşer. Allah da çok bağışlayıcı ve esirgeyicidir.

Müfessirler, 100. Âyette, Medine’ye hicretten önce Müslümanlar büyük acılar, işkenceler ve sıkıntılar çekmiş, bir kısmı bu sebeple Habeşistan’a göç etmişlerdi. Miladi 622 yılında Hz. Peygamber ve eshâbı Medine’ye göçtüler. Allah ve Resulü uğruna her şeylerini geride bıraktılar, Medine’de yepyeni bir toplum ve devlet oluşturdular. Bu andan itibaren küfrün ve şirkin hakim bulunduğu yerlerden Medine’ye hicret farz oldu; gerçekten çaresiz, güçsüz ve bilgisiz olanlar dışında kalan her Müslüman hicret ile mükellef kılındı. Göç imkânı olduğu halde imanlarını kurtarmaya ve İslam devletini takviye etmeye koşmayıp, evini barkını, yurdunu, eşini, dostunu, mal ve mülkünü tercih edenlerin ve çaresizlik bahanesiyle durumu idare edenlerin feci âkibetini âyet tasvir etmektedir. Bunlardan sonra sırayla, gerçekten âciz olanlar, hicrete teşebbüs edip de Medine’ye varamadan yolda ölenler ve hicret yurduna ulaşanlar gelmektedir. Buhâri’nin rivayet ettiği bir hadise göre Mekke fethinden sonra hicret mükellefiyeti ortadan kalkmıştır.

Muhakkak ki Allah, adaleti, iyiliği, akrabaya yardım etmeyi emreder, çirkin işleri, fenalık ve azgınlığı da yasaklar. O, düşünüp tutasınız diye size öğüt veriyor.(Nahl/90)

Ya Rabbi! Sana açılan elleri, sana yönelen gönülleri, sana yalvaran dilleri boş çevirme ya Rabbim.

Ya Rabbi! Ordumuzu, askerimizi, polisimizi ve sağlık çalışanlarımızı muhafaza ve muzaffer eyle.

Ya Rabbi! Hastalara şifa, dertlilere deva, borçlulara eda, sıkıntıda olanlara da ferahlık ver.

Ya Rabbi! Şifa zehirdir, zehir şifadır. Şifayı zehir eyleyen, zehri şifa eyleyen sensin Ya Rabbi. Senin vereceğin şifadan başka şifa yoktur Ya Rabbim.

Ya rabbi! Bu mübarek ramazan ayı hürmetine bizi korktuklarımızdan emin, umduklarımıza nail eyle. Hayırlara yakın şerlere uzak eyle. Bu sıkıntılı günlerden kurtulabilmeyi en kısa zamanda nasip eyle ya Rabbim.

Ya Rabbi! Tuttuğunuz ve tutacağımız oruçları ve yapacağımız duaları kabul eyle.

En kısa sürede güvenli ve sağlıklı bir ortamda cuma namazlarımızı kılmamız temennisiyle hayırlı cumalar diliyorum.

Bugün ‘1’ Mayıs Emek ve Dayanışma Günü'dür. ‘1' Mayıs’ın, dünyada hakkaniyetli ve adil şartlarda bir çalışma ortamına vesile olmasını temenni ediyorum. İşçi ve emekçilerin gününü gönülden kutluyorum.

Selam ve dua ile sağlıkla “evde” kalın.