AK Parti'nin 18. kuruluş yıldönümünün kutlanıyor olduğu şu günlerde, bir taraftan da eski bakanlardan Babacan ve eski başbakanlardan Davutoğlu'nun kuracağı veya kurduracağı söylentileri ayyuka çıkmış olan partilerin halk tarafından nasıl bir algı ile karşılanacağı merak edilmekte…

İşin özüne biraz indiğimizde ve genel anlamda halkın bu tür durumlarda nasıl bir tavır sergileyebileceğini analiz etmeye çalışmamız durumunda genel olarak haksızlığa uğradığını düşündüğü, gördüğü yani mağdur olan tarafın yanında tavır sergileyebileceklerini söyleyebilirim. 
Uzun yıllar devletin en üst makamlarında görev almış bakan, başbakan ve hatta cumhurbaşkanı olarak ülkemizi yurtdışında temsil etmiş olan ve birbirlerine “kardeşim” diyerek hitap etmelerine rağmen sonrasında çeşitli nedenlerle isteyerek ya da istemeyerek partiden uzaklaşan, dava ile arasına mesafe koyan veya koydurulan ve uzun süreçler neticesinde bugünlere gelen… 
Hatta daha yeni Sayın Cumhurbaşkanı’nın değişik görevlerde hizmet vermesi ile ilgili tekliflerini reddederek yeni parti oluşumu için bütün mesaisini harcayarak son aşamasına getiren öncelikle Sayın Babacan'a, sonrasında Sayın Davutoğlu'na yazımın en başında da söylemiş olduğum gibi halkın algısının ve tepkisinin ne olacağı merak uyandırmakta… 
1950'lerden günümüze, halkın böyle durumlarda haklı haksızdan ziyade mağdurun yanında yer alacağını bilmem söylememe gerek var mı!..
Milyonlarca kişinin rüyalarında göremeyecekleri makamları 18 yıllık süreçte AK Parti iktidarında görmüş olan Sayın Babacan'ın ve Sayın Davutoğlu'nun davadan kopma nedenlerini, halkın net bir şekilde anlayabileceği dilde açıklamaları gerekmekte.
Bazı basın-yayın organları ve internet sitelerinde gördüğümüz kadarıyla yelkenleri şişirilmek istenilen bu örgütlenme çabasının neye ve nelere mal olacağını ve kimlere yarayacağının da aslında hesaba katmak gerektiği inancındayım en başından beri söylediğim gibi karar verici merci olan halkın bu konudaki algısı ve kimden yana tavır takınacağı çok önemli.