Son 30 40 yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Türkiye aleyhine almış olduğu kararlar daha hafızamızdan silinmemişken en son  geçen hafta Demirtaş'ın tahliyesi yönünde vermiş olduğu karar Türkiye'de taraflı tarafsız herkes tarafından tepki ile karşılandı.

İşin ilginç yanı aşırı solcu, halka uzak birkaç yorumcu ve küçük bir kesimin  haricinde kimsenin savunamadığı bu kararı CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun,

HDP ile organik bağın kopmaması adına Demirtaş savunucusu kesilmesine İyi Parti'den herhangi bir tepki gelmemesi de aslında işin içerisinde bir iş olduğunun göstergesi.

Kılıçdaroğlu'nun son basın mensupları ile olan toplantısında kararın hükümete atfen  tırnak içinde “TIPIŞ TIPIŞ“ uygulayacaklar demesi de oldukça fazla konuşuldu.

Benim analizim burada  daha çok Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanmasından çok  sayın genel başkan direkt HDP'ye göz kırpmakta.

Bu manada aradaki soğukluğu gidererek millet ittifakında safları sıklaştırmak istiyor ama diğer taraftan İyi Parti'yi kaybedebileceğini hesap ediyor mu yoksa onlarla da danışıklı bir dövüş içerisinde mi bu da ilerleyen haftalarda görülecek.

Her zaman Türk milliyetçiliğine  dem vuran Türkiye'nin son 30-40 yıldır terörle iç içe olduğu yıllarda büyük maddi manevi zararda olduğunu birçok kereler vurgulayan bu çevrelerin

“tıpış tıpış” sözü karşısında ne söyleyeceği

nasıl davranacağı gerçekten muamma.


                                                                                              **

Dolar mı?  dolmaz mı?

Bir diğer ilginç olay ise 2019 yılına girerken 6 lira seviyesinde olan dolar yıl içerisinde inişli çıkışlı bir seyir seyrettikten sonra son bir ayda Merkez Bankası ve Maliye Bakanı'nın değişmesinden ve yine Merkez Bankası'nın faiz artırımları ile birlikte bir ara 8.60’ları görmüşken şu anda 7.30'lar seviyesinde olması...

Yani Türk lirası değer kayıplarını büyük oranda geri almış durumda.

Durum böyle olmasına rağmen temmuz-ağustos aylarında ki büyük sıçrama neticesinde dolara endeksli olmamalarına rağmen birçok mala, ürüne zam yapan şirketler acaba bu yüzde 20'ye yaklaşan geri çekilme neticesinde tekrardan bir durum değerlendirmesi yapıyorlar mı diye düşünmemek elde değil.

Dolar yükselirken hemen fiyat arttıran kesimler zirve pozisyonundan 1 lira 30 kuruşluk geriye çekilmeyi hafif bir geri çekilme diye mi algılıyorlar bilemiyorum.

Görüntü o ki yükselişte bilhassa gıda sektöründe hızlı hareket eden bu çevrelerde şuan ölüm sessizliği hakim. Bu manada mutlaka Ticaret Bakanlığının ve belediyelerimizin bazı birimlerinin mutlaka devreye girerek geçtiğimiz 1 yılın giriş-çıkış faturaları olsun, satış fiyatları konusunda olsun mutlaka denetimler yapması lazım 2021'e girmiş olduğumuz şu günlerde zam  yapanın yanına kar olmaması lazım gelir diye düşünüyorum.