Bir arkadaşımızla yaptığımız sohbetten bir bölümü size aktarmak istiyorum.

Markete gittin, elinde ihtiyaç listen yok, reyonlar arasında dolaşıyorsun, ne yaparsın?

"Gözüme kestirdiğimi, gönlümün istediğini alırım."

Peki, gözünüzün kestiği, gönlünüzün istediği, cüzdanınıza uygun mu?

"Tabi ki, fiyatı uygunsa alırım."

 

Tamam, fiyatı uygun da, kalitesi uygun mu, TSE belgesi var mı, güvenli ve sağlıklı bir ürün olduğunu nereden biliyorsun?"

"Amaaan! Her TSE'li olan da uygun değil ki! Sende tutturmuşsun bir TSE!"

Doğru, her TSE belgeli olan uygun olmayabilir. Ama bunun oranı, on bin de bir seviyelerinde. Ama TSE belgeli olmayanların kalitesizliğinden kaynaklanan kayıpların oranını biliyor musun? Bu oranın ülkeye getirdiği maliyetten haberin var mı?

Alış veriş yapmayacaksan, ihtiyacın yoksa, markete gitme!

Gideceksen, önceden ihtiyaç listesini hazırla.

Gözünün kestiğini, gönlünün istediğini değil, kalitesi ve fiyatı uygun olan ve ihtiyacın olanı satın al.

Öyle, birileri gibi de, kulaktan duyduklarınla hareket etme!

Şimdi söyle bakalım, az önce "Her TSE'li olan uygun değil ki!" dedin, hangi, TSE belgeli ürünü satın aldın da ne uygunsuzluğu çıktı?

Durdu...

Düşündü...

Ve dedi ki;

"Ben hiç böyle bir olumsuzlukla karşılaşmadım. Sadece bir yerlerden duymuştum, onu söyledim."

Duyduklarını değil, gördüklerini, yaşadıklarını, tecrübelerini anlat.

Başımıza ne geldiyse, senin gibi ahmaklar yüzünden geldi.

Gözüne kestirdiğine, gönlünün istediğine koşan, duyduğuna inanan, araştırmayan, sormayan, sorgulamayan, her denilene inanan ahmaklar yüzünden çok şey kaybettik.

Artık sorgulamanın, araştırmanın, doğruyu yapmanın, kaliteyi tercih etmenin zamanı gelmiştir.

Ülkemizin kaybedecek olduğu bir zaman dilimi, israf edeceği bir ürün yoktur.

Bir soru daha sorayım, bir ürün satın aldın, ihtiyacını karşılamadı, ne yaparsın?

"Geri vermek için aldığım yere getiririm."

Geri almadı!

"O zaman şikayetçi olurum."

Şikayetinden bir sonuç alamadın!

"O zaman o ürünü çöpe atarım!"

Biliyor musun?

Eğer o ürün, TSE belgeli olsaydı, bu kadar uğraşmana gerek kalmazdı. TSE senin adına tüm süreçleri takip eder, ya o ürünü yenisiyle değiştirir, ya da bedelinin san verilmesini sağlardı.

"Vay be! Bunları bilmiyordum!"

Yıllardır Bursa'da bunları söylüyoruz, yazıyoruz, çiziyoruz. Demek ki bizi hiç okumuyor, dinlemiyormuşsun!

"Ne yalan söyleyeyim, konunun bu kadar önemli olduğunu bilmiyordum. Senin içinde, TSE ile kafayı yemiş diyordum, ama işin aslı öyle değilmiş, şimdi daha iyi anladım. TSE gerçekten önemli bir şeymiş, bundan sonra TSE'siz ürün satın almam!"

Ahmaklığa gerek yok.

Bu ülkede ahmaklar bu kadar fazla olmasa, ahlaksızlar da bu kadar çok olmaz diye düşünmeye başladım.