Trabzon'un Sürmene ilçesinde, 4 Nisan 2015'te Fenerbahçe otobüsüne yönelik düzenlenen silahlı saldırı olayı aradan geçen sürede aydınlatılamadı. Polisin hazırladığı fezleke dosyasını eksiklikler nedeniyle geri iade eden savcılık, olayla ilgili yeni deliller toplanmasını istedi. 
Savcılık delil istedi...
Üzerinden 4 yıl geçmiş yeni delil isteniyor...
Adalete inancımız sonsuz...
Sonsuz da bu kadar ağır işleyen bir adalet de gerçekten adalet midir, orası biraz muamma...

***


İstanbul’da yaşayan bir kadın, kocasından ölüm tehditleri gelince koruma kararı aldırdı. Ancak savcılıkta evraklara, korunması gereken kadının değil, kocasının adı yazıldı. 
Bunun üzerine polis “koruma tedbirini” kocaya yönelik aldı. Karardan 15 gün sonra kadın, eşinin silahlı saldırısına uğradı. Kadın yaralandı, yanındaki annesi ise öldü. 
Vahim hata, saldırıdan sonra ortaya çıktı. Saldırı sonrası yatalak kalan kadın, koruma kararını veren Adalet Bakanlığı’na, kararı uygulamakla yükümlü olan İçişleri Bakanlığı’na ve Aile Bakanlığı’na toplam 20 bin TL’lik tazminat davası açtı. Bakanlıklar davaya itiraz etti. 
Ah adalet ah... Yine...

***


"Önemli olan iyi, dürüst değil adaletli olmaktır" der bazı büyüklerimiz...
Doğru da derler tabii...
Körleri karşıdan karşıya geçirmeyle iyi olabilirsiniz ama bu sizin adaletli olduğunuzu göstermez...
Adalet bir başka şey...
Diriliş dizisinde Ertuğrul Bey'in 5 cümlesinden biri adalettir.
Adalet için kan akıtılır, adalet için pusatlar kınından çekilir...
Ve adalet için gerekirse Bamsı Alp 'alpbaşılık'tan alınır sıradan bir ahali olur...
Peki, Bamsı Beyrek neden bir zerre miskal gönül koymaz beyine...
Çünkü bilir ki Ertuğrul Bey, adalet adına kardeşi Dündar Bey'in bile gözünün yaşına bakmamıştır.
Bilir ki Ertuğrul Bey'in terazisi adalet üzerinedir...
Peki, bugünkü sistemde adaletin kamu vicdanı üzerinde etkisi nedir, orasını da okurun düşünce dünyasına bırakıyoruz.
Gerçi yürekten geçenleri de duyar gibiyiz hani...
Ama nerdeeeeee!..