Dünyayı tüketenler, katkıda bulunanlar ve elinden hiçbir şey gelmeyenler toplumu olduk.

Dünyanın ilk standart ve tüketici kanunu Bursa Belediyesi Kanunu olarak Sultan II. Beyazıt zamanında, 1502 yılında çıkarılmış ve yürürlüğe girmiş.

517 yıl önce ürünlerin satışları, fiyatlar ve kalitelerin standardı konulmuş ve ecdadımız uygulamış.

460 yıl sonra ise 15 Mart 1962 yılında ABD. 

1985 yılında ise Birleşmiş Milletler tarafından alınan bir kararla 15 Mart, Dünya Tüketiciler Günü olarak kabul edilmiş... O yıldan sonra her yıl tüm ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de 15 Mart, “Dünya Tüketiciler Günü” olarak kutlanıyor.

Ülkemizde 1985’lerden itibaren kutlanmaya başlansa da bu kavram bizim kültürümüzde çok daha eskilere dayanmakta.

Selçuklu ve Osmanlı devletlerindeki ahilik sistemi ve lonca teşkilatlarına kadar uzanan tüketicinin korunması mevzusunda güçlüler karşısında zayıfların korunmasına, adil hareket edilmesine büyük önem verilmiştir.

6502 sayılı Tüketicinin Korunması hakkında kanunla AB ülke mevzuatlarıyla uyum sağlanmıştır.

Tüketicinin korunması hususu başta Ticaret Bakanlığı, Tüketicinin korunması ve piyasa gözetimi genel müdürlüğü, devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları bilgilendirme ve bilinçlendirme konusunda çalışmalar yapılmakta.

Ancak daha öğrenilecek ve öğretilecek uzun bir yolumuz var.

Hem üreticilerimize hem satıcılarımıza hem de tüketicilerimize çok büyük sorumluluk ve görevler düşmekte.

Zaten herkes görevini layıkıyla yapsa ortada pek sorun kalmaz.

Ne iş yaparsak yapalım hepimiz tüketiciyiz.

Bizler birer tüketici olarak tüketmeden önce dikkat etmemiz gereken hususlar var.

- Alışverişten önce ihtiyaç listemizi hazırlamak

- İsraftan uzak durmak

- Yerli ve mili ürünlerimizi tercih etmek

- TSE markalı ürünlere öncelik vermek

- Aldığınız ürünün detaylarını okumak

- Gıda ürünlerinde son kullanma tarihine dikkat etmek

- Etiket ve kasa fiyatını karşılaştırmak

- Fiş ya da faturanızı hemen atmayın

- Sizi mağdur edenleri önce uyarın, dikkate almıyorlarsa hakkınızı kanuni yoldan arayın

Günlük hayatımızda her daim dikkat etmemiz gerekenler;

- Kullanmadığımız ışıkları söndürmek

- Gereksiz ısıtma ve soğutma yapmamak

- Buzdolabında meyve ve sebzeleri unutarak çürütmemek

- Boş yere suyu harcamamak

Evimizde işimizde bereketin olabilmesi için her türlü israftan uzak durmalıyız.

Tasarrufu öğrenmeliyiz. İsraf ile cimrilik arsındaki çizgiyi iyi koymalı ve bilmeliyiz.

Hem bireysel olarak hem kurumsal olarak hem de ülke olarak güçlü olmamız için tükettiğimizden fazlasını üretmemiz gerekiyor.

Üretirken de kaliteli üretmemiz mühimdir.

İnsanların sınırsız arzularına göre değil imkân ve şartlarına göre tüketmesi daha doğru olacaktır.

Bizler her daim gerçek ihtiyaçlarımız kadar tüketeceğiz. Ülkemizin daha çok kalkınması için var gücümüzle çalışıp üreteceğiz.

Çünkü tüketim toplumlarının sonu tükenmektir.

Gereksiz, bilinçsiz ve özentiden dolayı her yıl binlerce insan kendini boş yere tüketmektedir.

Gücünün üzerinde kullanılan krediler, kredi kartları, borçlanarak borç yükü altında ezilip gitmektedirler.

Gelirimize, imkânlarımıza ve ihtiyaçlarımıza göre harcamak zorundayız.

Aksi takdirde harcanır, tükenir gidersiniz.

Bilinçsiz, amaçsız, gayesiz, gereksiz, lüzumsuz yaptığınız her harcama sizi yoracak ve sizi tüketecektir.