Kapitalizmin tüm unsurlarının birlikte harekete geçmesiyle büyük bir gafletle telaşına düştüğümüz önemsiz bir gün daha: 14 Şubat sevgililer günü. Bu kıymetsiz ve tehlikeli günün ortaya çıkışına bakalım.

Biliyor Muydunuz?

14 Şubat ile ilgili çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bunlardan birisi Antik Roma dönemine yani milattan öncesine dayanmaktadır. Antik Roma döneminde çok tanrılı bir inanç sistemi söz konusudur. Hemen hemen her şeyin bir tanrısı bulunmaktadır, böylece bir sürü tanrıya inanmaktadırlar. Bu tanrılardan birinin de evlilik işleriyle ilgilendiğine inanılır. Ona saygı göstergesi olarak 14 Şubat ve akabindeki birkaç gün festival olarak bayram olarak geçirilmektedir. Bu festivallerin bilhassa gençler için önemli olduğu görülmektedir. Yapılan etkinliklere göre, genç kızlar isimlerini yazarak kutu gibi bir şeyin içine atarlar. Genç erkekler ise bu kutudan isim çekerek ismini çektiği kız ile o günü birlikte geçirirmiş. Bu birlikteliğin ardından çiftler birbirine ısınırlarsa evlenmeye karar verirlermiş. 

Diğer bir rivayet ise Roma İmparatorluğu zamanına yani milattan sonraki döneme dayanmaktadır. Devrin imparatoru; dönemin askeri, sosyal şartlarını gözeterek ve evliliğin tembelliğe sebep olarak savaşacak asker bulmasında zorluk çekmesinden ötürü evliliği ve nikâh kıymayı yasaklamıştır. İmparatorun bu emrine rağmen bazı gençler zina yoluyla birlikte olmuşlardır. Valentine ismindeki bir rahip de bu gençleri korumakta ve bunlara nikâh kıymaktadır. Aynı zamanda imparatora karşı gelerek insanları evlenmeye teşvik etmektedir. Bundan haberdar olan imparator, rahip Valentine’i yakalatarak 14 Şubat 270 tarihinde öldürtmüştür. O günden itibaren 14 Şubat, sevgililer günü olarak kutlanmaktadır. Kapitalizmin de kendine bundan pay çıkarmasıyla bu gün, insanların sevdiklerine sevgililerine hediye aldığı onlarla çeşitli etkinlikler yaptığı bir gün hâlini almıştır.

Bundan Bize Ne?

Çıkışı gayrimeşru bir kökene dayanan böyle bir günün, bizimle ne alakası; bizim, o günle ne işimiz var? Sevgililer gününün ne Türklükle ne İslamiyet’le ilişkisi olmadığı apaçık bellidir. Öyleyse bugünden bize ne?

Avrupa özentiliğimiz sonucunda batıdan aldığımız belalardan bir tanesi de sevgililer günüdür. Oysa batıdan ve batıldan örnek alınmaz ibret alınır. İslam inancına göre de başkalarına benzemek, başkalarının adetlerini almak son derece yanlıştır. Ayrıca hem İslam dini hem de Türk töresi, eşlere her gün her zaman değer verilmesi gerektiğini vurgular. Bu, işin dinî ve kültürel boyutu.

İşin bir de ekonomik boyutu var. Diyeceksiniz ki; insanlar hediye alıyor, alışveriş yapıyor, yemeğe gidiyor böylece ekonomi canlanıyor. Ekonominin aniden canlanmasının sonra saman alevi gibi sönmesinin ne faydası var ki? 

Düşünün…

Koskoca 365 gün varken sevgi göstergesini bir güne sıkıştırmak neyin nesi? Geri kalan 364 günün birinde eşine hediye al, olmaz mı? Bu sayede ekonomi dengeli bir şekilde ilerlemiş olur. Önemli olan zaten süreklilik değil midir? Süreklilikten kastım hem ekonominin dengeli biçimde sürekli gelişmesi hem de insanların sevdiğini sürekli hatırlaması. Yoksa sadece 365 günün birinde sevdiğinizi hediyelere boğmanın ne kıymeti olabilir ki? 

Etkisinde olduğumuz şu kapitalizm dünyasında 14 Şubat’ta en çok mutlu olan acaba eşiniz mi oluyor yoksa kapitalistler mi oluyor bir düşünün derim.

 

          [email protected]