Dün, 19 Mayıs 1919 Gazi Mustafa Kemal’in Samsun’a ayak basışının 100. yıldönümünü coşku ile kutladık. 1.Dünya savaşının kaybından ve İstanbul’un işgalinden sonra, Anadolu’da mukavemet hareketleri başlamıştı. 
Mustafa Kemal Paşa beraberindeki heyetle ordu müfettişi vazifesi ile Anadolu’ya gönderildi. İstanbul’dan ayrılarak, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı. Böylece Anadolu’da İstiklal ve İstikbal hareketleri başlamış oldu.
20 Haziran 1938 tarihinde çıkarılan kanunla Gençlik ve Spor Bayramı olarak kabul edildi.
1981 yılında ise çıkarılan kanunla, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak değiştirildi.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türkiye Cumhuriyeti’nin tarihindeki dönüm noktalarından biridir.
19 Mayıs 1919 işgal kuvvetlerini topraklarımızdan söküp atmak için milli iradenin, birlik ve beraberlik ruhunun, güçlü bir inancın temellerinin atıldığı gündür.
19 Mayıs 1919 özgürlüğe ve bağımsızlığa doğru atılan ilk adımdır.
100 yıl önce imkânsızlıklar ve yokluk içinde verilen şanlı mücadeleyi anlamak için geçmiş tarihimizi araştırmamız, okumamız, dinlememiz gerekiyor.
İşin özünde ve mayasında, vatan için, bayrak için, ezan için, istiklal için, istikbal için inandılar ve başardılar.
Her şeyden önce zafere ve başarıya ulaşmak için inanmak ve inandırmak gerekiyor.
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın tecrübesi, liyakati, azmi, inancı ve liderliği ile imkânsız denileni başardılar.
Bütün zorluklarla ve önüne örülen duvarlara rağmen pes etmeden ümidini yitirmeden tünelin sonundaki ışığa yürüdüler ve muvaffak oldular. 
Her dönem olduğu gibi o zamanda da hem içimizdekilerle hem dışarıdaki güçlerle mücadele ettik.
Tarih tekerrürden ibarettir.
Sizleri zayıf bulduklarında her türlü hainliklerle, hilelerle üzerinize saldırırlar.
100 yıl önce de böyle idi. Bin yıl öncede böyle idi. Bugünde böyle. 100 yıl sonra da aynı olacaktır.
Figürler, senaryolar ve mekânlar değişir ama hainlikler hiç değişmez.
Bizim atalarımız bu topraklar için kanını, canını, malını vermişler. Bizlere emanet edilen cennet vatanımıza her türlü şartlarda bizler de canımızla, kanımızla ve malımızla müdafaa etmek ve mücadele vermek zorundayız.
Tarihine ve geçmişe sahip çıkmayanlar yok olmak zorundalar.
Birbirimizi ayrıştırmadan, ötekileştirmeden milli ve manevi değerlerimiz için her daim birlik ve beraberlik içinde olmalıyız.
Bu bir tercih değil bir zorunluluktur.
Vatan sevgisi imandan gelir.
Doğu Anadolu da bizim,
Güneydoğu Anadolu da bizim,
İç Anadolu da bizim,
Karadeniz de bizim,
Akdeniz de bizim
Ege de bizim
Marmara da bizim.
Kısacası yedi bölge de bizim.
Osmanlı da bizim. Türkiye Cumhuriyeti de bizim.
Birbirinden ayrı düşünemeyiz. 
Geçmişimizi silemeyiz, iyisiyle kötüsüyle, başarısızlıklarıyla ve başarılarıyla bizimdir. 
Yedi bölgemizi de birbirinden ayıramayız.
Böldürtmeyiz ve hiç kimseye vermeyiz.
İlelebet Türkiye Cumhuriyeti’nin toprakları olacaktır. 
İster Türk, ister Kürt, ister Arap, ister Çerkez, ister Laz; kısacası bu ülkede yaşayan ve ödevlerini yapan herkes bu ülkenin vatandaşıdır.
Hainlerin değil, ecdadımızın ve ülkemizin hizmetkârları olacağız.
Daha güçlü olmak için el ele verip daha çok çalışmalıyız.
Daha çok üretmeliyiz. Daha çok satmalıyız. 
19 Mayıs 1919
19 Mayıs 2019 
Aradan geçen yüz yıl dile kolay.
Genciyle, yaşlısıyla, köylüsüyle, şehirlisiyle, erkeği ile kadını ile çalışına ile çalışmayanı ile coşku içinde kutlandı.
Gelecek nesiller tarafından 100 yıl sonra da aynı coşku ile kutlanacağından hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Yeter ki vazife ve ödevlerimizi layıkıyla yerine getirelim.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk: 
"Ey Türk Gençliği!
Birinci vazifen, Türk istiklalini, 
Türk Cumhuriyeti’ni ilelebet muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek dâhili ve harici bedhahların olacaktır… 
Ey Türk İstikbalinin evladı! İşte bu ahval ve şerait içinde dahi vazifen; Türk İstiklal ve Cumhuriyetini kurtarmaktır. Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur!"