İki çeşit A Milli Takım’dan bahsedeceğim bugün sizlere…

Biri milyon eurolara imza atanlar topluluğu A Milli Futbol Takımı…

İkincisi ise kendi takımlarında 2-3 dakikadan fazla zaman bulamayan A Milli Basketbol takımı…

Eğer üçüncüsünden bugün bahsedersem, futbolcuyum diye geçinenler kahırlarından ölür sokağa çıkamazlar…

Onu yarın ki yazımın konusu yapayım…

(Bu arada, okurlarım düşünsünler acaba bu üçüncü takım,  ‘milyonluk ……’i kahrından öldürecek takım hangisi diye… Bulan ve beni arayan iki kişiye Kebabçı İskender’de öğle yemeği… Hatırlatayım, yemek sponsorumuz Erguvan Tanıtım’ın sahibi Sevgili Serdar Ömeroğulları’dır, bilginize…)

Öncelikle ikinci A’ya bakalım…

A Milli Basketbol Takımımızın maçlarını izledik keyifle…

Sonlara kadar hep güzel geldik ve tecrübesizliğin kurbanı olduk… Neden kurban olduk peki…

Koca Avrupa Şampiyonu Fenerbahçe’de bile iki dakikadan fazla yer bulamadı bu Türk gençleri…

Ama taraftar ve milletçe biz ne yaptık. “Helal olsun” dedik… “Terlerinin son damlasına kadar Türkoğlu Türk olduklarını gösterdiler…”

Kenarda Ufuk Sarıca, bir zamanların Fatih Terim’i gibiydi…

Af buyurun, gömleğini geçtik iç çamaşırına kadar maçı yaşıyor sırım sırım terliyordu…

Gücümüz yetmemişti 16’dan 8’li finallere geçemedik ama o gençler milletin gönlünde taht kurmuştu…

Alkışlar onlara idi…

Peki ya bu akşam Finlandiya ile 2018 Rusya Dünya Kupası Finalleri’ne havlu atan A Milli Takımımız için söylenecek söz bulabilen var mı…

Şımarıklık diz boyu…

Arda kardeşimizin problemi sadece Fatih Terim ile sanıyorduk ama öyle olmadığını 32 tekmil gülüşünden anladık oyun dışına alınırken…

Ya Tüpçü Demirören’in kameralara takılan bir görüntüsü var ki, sanki İzlanda’ya 3-0 yenildik ama dünya kupası finallerine gitmişiz gibi o da sırıtıyordu…

Sırıtın beyler sırıtın… Sahaları yabancılarla doldurdunuz yetmedi…

Onca Türk gencinin yolunu kestiniz yetmedi…

Milli takım yerlerde sürünüyor yetmedi…

Size helal olsun diyecek bir icraat gösterin şımarıklar ve sınırsız ego topluluğu…

Ben de sizlerden özür dileyeyim…