Dünkü GİK toplantısından seçime kendi adaylarıyla girme kararı çıktı.
Karar oy çokluğu ile alındığı anlaşıldı.
Aslında bu durum daha önce alınan kararın teyitiydi.
Bu yönde karar daha önce alınmıştı ancak CHP yönetimi değişince yeni genel başkan İYİ parti bu kararını gözden geçireceğini umarak işbirliği teklifi götürmüştü.
Ama görüldü ki mesele CHP'nin eski  genel başkanında değilmiş.
İYİ partinin farklı hesapları olduğu anlaşıldı.
Parti kurmayları bu kararın sebebini parti kendi gücünü ölçme ve ilerisi için merkez sağda alternatif olma hamlesi olarak açıkladı.
Oysa İYİ parti merkez sağ alternatifi olma fırsatını genel seçimler sürecinde kaybetti ki bundan dolayı da oylarından ciddi düşüş yaşandı.
Belli ki olayın perde arkasında başka işler var.
Bu kararın sebebi ne olursa olsun burada sonuca bakmak lazım.
Yani böyle bir kararın en çok kimin işine yarayacağına.
Bu durumun  tartışmasız en  çok işine geleceği parti iktidar partisidir.
İYİ parti tek başına gireceği seçimlerde hiçbir belediye kazanamayacağı apaçık ortadayken bunda ısrar etmesinin tek açıklaması iktidara destektir.
Açıktan bunu yapamazlardı zira tabandan yoğun tepkiler gelirdi.
Bundan dolayı dolaylı destek veriliyor.
Parti yönetiminin tezine gelince , yani gücümüzü ölçmek için tek başımıza giriyoruz tezine, buna kendilerinden başka inanan yok.
Bu karardan dolayı yerel seçimlerden çok ciddi oy kaybı ile çıkacaklarını söylemek için derin siyaset bilimci olmaya gerek yok.
İYİ partinin kendi açılarından bu intihar stratejisini izlemelerinin  ana sebeplerinden biri genel merkez danışmanlarından biridir.
Kim olduğunu yazmıştık, ileride ismini tekrar yazarız.
Diğer yandan HEDEP de seçimlere her yerde kendi adaylarıyla gireceğini söylüyor.
Yani kurultayda  HEDEP'in tutuklu liderlerine selam yollamak tamamen gereksiz ve zarar ziyandan başka bir şey olmadığı da ortaya çıkmış oldu.
Ama bunun böyle olacağını daha aylar önce yazmıştık.
Özellikle İstanbul için iktidar HEDEP ile, ters tepeceğinden, açıktan işbirliği yapamayacağını ama dolaylı olarak onlardan destek alacağını paylaşmıştık.
Dolaylı destek nedir?
Karşı tarafa desteğin önüne geçerek,ki bu da karşı taraf ile işbirliği yapanlara kendi  adaylarını çıkarmalarını sağlayarak  mümkündür demiştik.
Bu dolaylı destek için HEDEP ve İYİ partiye neler vaad edildi, neler verildi veya verilecek  ileriki süreçte elbet ortaya çıkacak.
Ama burada İYİ parti ve HEDEP'e haksızlık etmemek lazım.
İktidarın lehine kararlar alan sadece kendileri değil.
Bizzat CHP'nin kendisi de iktidarın ekmeğine yağ sürdü.
CHP'de iktidarın lehine hamleler yaptı
Değişim ayaklarına tam da yerel seçimlerin arefesinde çekişmeli çok adaylı kongreler ve kurultay  yapmak tam bir akıl tutulmasıydı.
Neymiş? Seçmen moral motivasyonunu kaybetmişmiş.
Seçmenin moral motivasyonu asıl şimdi kaybolacak.
Ne İYİ parti , ne de HEDEP'ten destek alamayacaklar.
Masanın diğer bileşenlerinden destek almaları zaten mümkün değil.
Ama kendileri için asıl sıkıntı bizzat kendi teşkilatlarından destek bulamayacak olmalarıdır.
Yapılan kongreler ve kurultay'da kaybeden taraf destek olmaz.
Bu konuya dikkat çekmek için de bir çok yazı paylaşmıştık.
Çekişmeli geçen yarışların kaçınılmaz neticesidir bu durum.
İnsanlık tarihi boyunca bu böyle olmuştur.
Bu hakikatleri CHP'nin yönetimi muhakeme edememesi anlaşılır gibi değil.
Mesela İstanbul'da İl kongresini kaybeden tarafın İmamoğlu'na destek vereceğine gerçekten  inanan var mı acaba?
Ki, bu zamansız kurultaydaki sonuçtan, yani Özgür Özel'in kazanmasından en büyük kaybedeni değişimi başlatan İmamoğlu'nun olacağını da yazdık.
Böyle bir ortamda İstanbul'u kaybetmesi halinde siyasi hayatının sonu anlamını taşıyacağını kendisi de nihayet anlamıştır herhalde.
Bu gelişmelerin Özgür Özel'i ilgilendiren tarafı da genel başkan olarak daha girdiği ilk seçimlerde hezimet yaşama ihtimalinin çok yüksek olması.
Sonuç olarak İYİ parti aldığı kendi adaylarıyla seçime girme kararı ile neyi hedeflediği belli değil.
Ama belli olan bir şey var.
Bu ısrar bırakın merkez sağda alternatif olmayı partinin sonu anlamına geleceğini yerel seçimlerde hep beraber göreceğiz.
Bize de Hz.Mevlana'nın sözlerini bir kez daha hatırlatmak kalıyor.
"Bir insan bilmiyorsa ne istediğini hem kendini ziyan eder hem seni ( çevresini) "