Bu başlıkta daha önce de yazmıştık ancak “sağlığın tedavisi” ile ilgili gelişme olmadığından bize de konuyla alakalı yazmaya devam etmek düşüyor.

Sağlık alanındaki sorunların her geçen gün daha da içinden çıkılmaz hal almasından artık ciddi düzenlemeler yapılmasının zaruret olduğu anlaşılmakta.

Çözüm noktasında bizim de başından beri ısrarla vurguladığımız gibi ancak donanımlı, liyakatli yönetici kadroları ile mümkün olabilecek şeylerdir.

Burada,sağlıkta yaşanan sorunlara girecek değiliz.

Zaten her şey fazlasıyla ortada.

Burada asıl sorun, sıkıntıların sadece sağlık çalışanların arasında değil, artık hastaların da biriken sorunlardan fazlasıyla etkilenmeye başlamış olmasıdır.

Bir insanın en kıymetli varlığı sağlığıdır.

Bir ülkenin gelişmişlik göstergelerinin başında verilen sağlık hizmetleri gelir.Gelişmiş ülkelerin en çok önem verdikleri konuların başı sağlıktır.

Ülkemizde nüfusa oranla sağlık personelinin yetersiz olduğu bilinmekte.

Bunun için sunulan sağlık hizmetlerinde de ciddi sıkıntılar yaşanmakta.

Her ne kadar iktidar daha iyi ve kaliteli sağlık hizmeti sunma gayreti içinde bazı değişikliklere gitmiş olsa da burada stratejik hatalar yapılmıştır.

Bunun dışında sağlıktaki karar vericiler tamamen popülizm uğuruna hekimleri resmen hastaların önüne atmıştır ki asıl sorun budur.

Bu konularda yapılan uygulamaların kısa vadede başarılı gibi görünse de orta ve uzun vadede geri dönüşü eskisinden çok daha kötü olacak diye ilgili yerlere bir çok defa uyarılarda bulunmuştuk.

Ne oldu şimdi?

Sil başta gene başlanan noktaya, eski sisteme dönülmek zorunda kalındı.

Yine aynı hasta kuyrukları oluşmaya başladı ki eskiye göre daha da kötüsü katkı paylarıyla sağlık adeta paralı hale geldi.

Sonuç olarak şu andaki sağlık sisteminin durumuna bakılınca ivedilikle ciddi reorganizasyon yapılması gerektiği açıkça ortadadır.

Kaliteyi arttırmanın yolu, önce personele gösterilen saygıdan, önce personele yatırım ile mümkün olabilir, bina ve cihazlara yatırımla değil.

Dünyada en önemli ve başarılı kurum ve kuruluşların istisnasız hepsinin ortak özelliği çalışanlarına verdikleri özel önemdir.

Sadece sağlıkta değil, her alanda yaşanan sıkıntılar, bir defa daha liyakat ve ehliyetin önemini ortaya çıkarmıştır ancak yeni dönem ile birlikte bu konuda umutlu olmamıza sebep olan gelişmeler yaşanmakta.

Artık en üst irade tarafından görev başına getirilenlerde öncelikle liyakat ön planda tutulacağı söylenmiş ve nitekim de yapılan atamalar ile bu yöndeki niyetin mevcut olduğu ortaya çıkmıştır.

Yeni atanan Sağlık Bakanı hakkında da, yaptıkları yapacaklarının teminatı olacağı göz önünde bulundurulursa çok doğru bir tercih olduğu söylenebilir.

Onun pragmatik, öncelikle insan odaklı çözümler ortaya koyacağından şüphemiz yoktur.

Evet!

Bir toplumun en büyük zenginliği sağlığıdır.

Toplumların başarıları da sağlık ile doğru orantılıdır.

Sağlıkta kalite önemli ancak kaliteli hizmet önce sağlık hizmeti sunanların huzur ve mutluluğundan geçer.

Denklem bu kadar basittir.

Hiç kimseye, imandan sonra, sağlıktan daha üstün bir nimet verilmemiştir.

Hz. Ebubekir (r.a.)