Parmaklara dikkat, suç işliyor olabilirsiniz!

Yedin, içtin, gezdin, gördün. E tabi bunları fersah fersah sosyal medya hesabından paylaşmaktan geri kalmadın. “Like’layan ellerinize kurban!”

İyi hoş da, acaba sosyal mecraları kullanırken fütursuzca paylaştığın bazı içeriklerin suç oluşturduğunun farkında mısın? Özellikle müvekkillerin en çok danıştığı ve aslında sosyal mecraların işlenmesi açısından biçilmiş kaftan olan hakaret fiili Ceza Kanunumuzun 125. maddesinde düzenlenmiş olup kısaca “Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmesi veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldırılması.” şeklinde tanımlanmıştır. İkinci fıkrada ise fiilin mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde, hakaret suçunun internet ya da sosyal mecralar aracılığıyla işlenmesi durumunu suçun temel şekli ile aynı tutmuştur.

Hakaret şikâyete bağlı, öğrenilmesinden itibaren altı ay geçmekle şikâyet hakkının ortadan kalktığı bir suç türüdür. Ancak, bilişim yolu ile işlenen tüm suçlarda olduğu gibi, sosyal medya üzerinden maruz kalınan hakaret suçu için de en büyük sorun gönderilen iletinin kim tarafından gönderildiğidir. Sosyal medya üzerinden oluşturulan içeriklerin ortadan kaldırılması ya da değişikliğe uğraması oldukça kolay olduğundan ispata yarayan delillerin toplanması önem arz eder. Bu noktada “hash değeri” adı verdiğimiz ve adli incelemeler için alınan örnek üzerinde değişiklik yapılıp yapılmadığını gösteren verinin rolü büyüktür.

Konuyla alakalı en büyük sorunlardan biri de ABD merkezli “Facebook, Twitter” gibi dünya çapında kullanılan yer sağlayıcı firmaların, kullanıcı gizliliği ve özellikle hakaret suçunun Amerikan Hukuku’na göre cezai müeyyideye tabi olmayıp, yalnızca tazminata konu olduğu gerekçeleriyle, gerekli IP adreslerini paylaşmamalarıdır. Her ne kadar hal böyle olsa da gelişen teknoloji, bilişim hukuku alanında kaydedilen ilerlemeler ve yaygınlaşan davalar neticesinde gereken tespit ve takibin de kolaylaştığı görülmektedir.

Önemli noktalardan biri de hakaret suçunun, Facebook, Twitter, Google +, vb. yüksek reyting alan, kullanıcı sayısı, paylaşma ve takip oranı yüksek olan sosyal medya platformlarında, herkesin paylaşımına açık iletiler ile “aleni” şekilde işlemesi suçun nitelikli halini oluşturacak ve daha yüksek cezaları beraberinde getirecektir. Dolayısıyla e-posta ya da direkt mesaj vasıtasıyla yapılan karşılıklı kişisel hakaret ile alenen gerçekleştirilen hakaret suçunun cezalandırılmasında farklılık ortaya çıkacaktır.

Sonuç olarak sosyal medya her ne kadar hukuki düzenlemeye aç, yeni bir alan olsa da kullanıcıların bu alanın sağladığı olanaklarla beraber içerdiği riskler ve sakıncalar hakkında bilinçlenmesi yaşanan hukuki sorunların çözümüne büyük ölçüde katkı sağlayacaktır.