Omurganın gün içerisinde aldığı duruş pozisyonunu uyku sırasında da sağlamak omurga sağlığı açısından büyük önem taşıyor. Bu nedenle tercih edilecek yatağın, omurganın ve disklerin üzerine en az yükün bindiği uyku pozisyonlarına elverişli olması şart. Bu noktada insan vücudunun uyku moduna geçince gün içinde oluşan mikro ve makro hasarların tamirini gerçekleştirdiğini belirten Ortopedi ve Travmatoloji Uzm. Doç. Dr. Akif Albayrak, yatıp uyuduğumuz yatağın bu nedenle çok önemli olduğunun altını çizdi. Omurga sağlığı için “yumuşak yatak mı?” yoksa “sert yatak mı?” sorusuyla oldukça sık karşılaştığının altını çizen Doç. Dr. Akif Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü; “Aslına bakarsanız ikisinin de doğru olduğunu söyleyemeyiz. Orta sertlikte bir yer en uygunu olacaktır. Ancak bu durum kişiden kişiye değişebilmektedir. İnsanlar uzun zamandır yattıkları sert ya da yumuşak yataklara adapte olurlar ve farklı bir yatakta yatınca yenisini genelde vücutları yadırgar. ‘Uyudum ama dinlenemedim’ söylemleri oluşur. Vücudumuz kendi yatağımıza adapte olmuş durumdadır. Her kişinin rahat ettiği bir yatak ve belirli bir sertlik vardır. Kişiye özel olarak belirlemekte fayda olacaktır.”

AYNI YATAK HERKESE UYGUN OLMAZ

Arama kurtarma ekibinden sporculara afet eğitimi Arama kurtarma ekibinden sporculara afet eğitimi

Vücut tipi farklılıklarından dolayı aynı yatağın herkese uygun olmadığının belirten Doç. Dr. Akif Albayrak, “Yatak tercihinde vücudumuzun yağ-kas oranının yanı sıra omurgamızın şekli, bel çukuru vs. gibi farklar etkili olmaktadır. Bu nedenle de vücut tipi farklarından dolayı aynı yatak herkese uygun olamaz. Bu konuyu örneklendirmem gerekirse çocuklar için daha yumuşak yataklar tercih edilirken bu durum büyüdükçe ve ağırlığımız arttıkça değişim göstermektedir. Zaman geçtikçe yattığımız yatağın sertliğini de aynı oranda arttırıyoruz. Bu bilinçle de yatak endüstrisi de kişiye özel yataklar üretiyor” açıklamasında bulundu. (İHA)