BUİKAD Yönetim Kurulu Başkanı Av. Oya Eroğlu, Türkiye’nin 2021-2022-2023 ekonomik vizyonunu içeren yeni ekonomik paket hakkında değerlendirmelerde bulundu. 2020 yılı için yapılan planlamaların COVİD-19 salgını sebebiyle ciddi bir rotasyona uğradığını kaydeden Başkan Oya Eroğlu; “Ülkemiz bu yılın ilk aylarında 2020’ye farklı bir senaryo ile hazırlanmıştı. Ancak dünyayı etkisi altına alan pandemi süreci herkesi olduğu gibi bizi de etkiledi. Önümüzdeki 3 yılın ekonomik tablosunu çizecek programın detaylarını Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak’tan dinledik. Kendisi konuşmasında her türlü senaryoya hazır olduklarını aktardı. Paketin içeriğinden ziyade sürdürülebilir olmasını önemsiyoruz. Bize göre burada asıl dikkat edilmesi gereken konu COVİD-19’un seyridir. Bir daha pik yapması durumunda ekonomik göstergelerin hangi yönlü hareket edeceğini iyi tahmin etmek gerekiyor. En kötü durumlar için her türlü planlamanın yapılması gerekiyor. Ülke olarak kötü senaryolar karşısında her zamankinden daha fazla hazır olmak zorundayız. 3 yıllık planlamaya bakıldığında 2023 sonuna kadar devam edecek olan bu süreçte yeni dengelenme, bir stabilizasyon süreci olacaktır. Bir taraftan dengelenme devam ederken, yeni normali kabul edeceğiz ve yeni ekonomimizi oluşturacağız.” diye konuştu.

TAHSİLAT ZORLUĞU

Huzurevinde yeni yıl kutlandı Huzurevinde yeni yıl kutlandı

Bütçe açığının millî gelire oranının 2020 yılında yüzde 4,9’larda seyredeceğinin açıklanması üzerine hedefin düşürülmesinin altını çizen Başkan Oya Eroğlu, “Hükümetimiz tarafında da bazı gelirlerin bu dönemde tahsil edilemeyeceğinin kabullenilmiş olduğunu düşünüyorum ya da parlamento açıldığında “Yeni bir vergi affı mı geliyor?” sorusu aklıma geliyor. Süreci hep birlikte yaşayacak ve göreceğiz. Bakanımızın “Özel tasarrufları teşvik edeceğiz” açıklaması bizleri umutlandırdı. Fakat insanlara tasarruf ettirecek, kullanılabilir geliri artıracak bir metod ortaya koymak lazım. Bu vergilendirme sistemi, bu hayat pahalılığı ve bu enflasyon ile özel tasarrufların artacağını düşünmüyorum. Döviz borcu olan özel sektör, kırılgan bütçe, jeopolitik anlamda yaşadığımız güncel sıkıntılı konularımız var. Bunlarda dövize yansıyor ve şu ân ülkemizin döviz rezervleri eksi bakiye vermekte. Döviz ile ilgili hassasiyetler oluşmaya tabiî ki başladı ama bu süreçte güven verici adımlar atılmalı. Ekonomiyi piyasa şartlarına, arz talep dengesine bırakmak gerek. Merkez Bankasının bu anlamda attığı adım doğru bir adımdır. Döviz yükselmeye tabiî ki devam edecektir çünkü, sadece MB’nin faiz yükseltmesi ile bunun önüne geçmek mümkün değildir. Yapısal reformlara önem vermeli ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesine uygun hareket ederek yabancı yatırımcıya güven verilmelidir. Bu sayede Türk Lirası da istikrara kavuşacaktır” dedi.

DİNAMİK YAPIMIZ VAR

Türkiye’nin dinamik bir ekonomi modeli içerisinde yer aldığına işaret eden BUİKAD Başkanı Av. Oya Eroğlu, özel sektörde çarkların sürekli dönmesi gerektiğinin altını çizdi. Genç nüfus ve işsizlik konularında da hassas çalışmalar yapılması gerektiğine vurgu yapan Oya Eroğlu, “Sayın bakanımız “Türkiye Cumhuriyeti binalarla değil insanlar ile yükselecek!” vurgusu yaptı. Bu çok sevindirici, fakat ülkemizdeki genç nüfus oranı ve işsizlik konularının devlet yöneticileri tarafından göz ardı edilmemesi gerekiyor. Pandemi sürecinde özel sektöre sağlanan imkanların aralıksız sürdürülmesi ve sanayicilerin karşılaştığı meselelerin çözümüne yönelik yeni adımlar atılmalıdır. Dünyanın zorlandığı bir süreçte elbette hiçbir şey kolay olmayacaktır. El birliği ve kararlılık ile bu zor zamanların atlatılacağına olan inancımız tamdır” dedi.