Ağız ve diş sağlığının önemi Ağız ve diş sağlığının önemi

Uzmanlar kişiyi sakat bırakmada beyin krizi ilk sırada olduğunu söylüyor. Beyin krizini tanımlayan Prof Dr. Gazi Özdemir, “Beyinde kan taşıyan bir damarın, beyne gelen bir pıhtı veya damar sertliği parçacığı ile tıkanması sonucu oluşan beynin oksijensiz ve besleyici maddelerden mahrum kalması beyinde kanama olmasına ve beyin hücrelerinin damar dışına çıkmış olan kanın fonksiyon yapamaz duruma gelmesine denir.  Beyin krizinin özellikle 60 yaşın üstündeki kişileri etkilediğini ifade eden Özdemir, “Beyin krizi bu yaş grubunda, sayısı gelişmiş ve Türkiye gibi kısmen gelişmiş olan ülkelerde gün geçtikçe artış gösterdiğinden, ayrıca ölüme yol açıcı bir hastalık olması ve iş gücünü olumsuz etkileyen hastalıklar arasında yer alması ile hem sosyal, hem de ekonomik bir problem konumundadır” dedi. Beyin krizinin kişi üzerinde etkisinin büyüklüğüne dikkat çeken Özdemir, “Tüm Dünya’da olduğu gibi ülkemizde de ölüm sıralamasında kalp krizi ilk, kanser ikinci, Beyin Krizi ise üçüncü sırada yer almaktadır. Kişiyi sakat bırakmada ise beyin krizi ilk sırada bulunmaktadır. Beyin Krizi olan hastaların 1/3’ü ilk krizleri sırasında ölmekte, 1/3’ü sakat olarak ve kısmen veya tam başkasına bağımlı olarak yaşamlarını sürdürmekte, 1/3’ü ise tam olmasa bile başkasına muhtaç kalmayacak şekilde normale yakın hale gelebilmektedir“ ifadelerini kullandı.

HER YAŞTA GÖRÜLÜYOR

Beyin krizine sebep olan faktörlere değinen Prof. Dr. Gazi Özdemir, “Bunlardan beyin infarktüsü, aniden oluşabildiği gibi, bazen de birkaç saat veya birkaç gün içinde yavaş gelişir. Beyin kanaması ise çoğunlukla aniden gelişir. Türkiye genelinde Beyin krizi sıklığı 100 bin kişide 175 kadardır. Ülkemiz genel nüfusuna göre bir yılda ortalama 125 bin yeni Beyin krizi vakası olmaktadır. Beyin krizi her yaşta görülebilirse de yüzde 28 kadarı 65 yaşından önce, yüzde 72 kadarı ise 65 yaşından sonra oluşmaktadır “ dedi. Beyne giden kanın, vücuttaki süreci hakkında bilgi veren Prof. Dr. Gazi Özdemir, “İki yarım küre, beyin sapı ve beyincikten oluşan tüm beyin, yoğun bir damar ağı ile kan almakta ve vücudun yüzde 2 kadarını oluşturduğu halde tüm vücut kanının yüzde 18 kadarı beyni beslemek üzere, boru şeklindeki temiz kan damarları ile beyine gitmektedir. Dolayısıyla kansızlığa en duyarlı olan ve en çok etkilenen organların başında gelen organ beyindir. Beyine dakikada 750 ml, saatte 45 litre, bir günde ise 1080 litre kadar kan gelir ve beyin kendisine gelen bu kanın taşıdığı oksijen ve glikoz başta olmak üzere beyin hücrelerinin yaşaması için gerekli olan maddeler sayesinde çalışmasını ve yaşantısını düzenler” şeklinde konuştu. (İHA)