Yüce Allah “Ol” diyerek yarattığı kainatı, çamurdan kardığı ve can üflediği insanoğlunun aklına, fikrine, fıtratına ve emrine amade kılarken amelinin sorgulanmasını ahirete bırakmıştır.

Bu amir hüküm varken genellikle başarılı öykülerimizi kendimize mal ederken, başımıza gelen her kötü ve olumsuz şeyi Allah’ın takdiri olarak gösterme çabamız inanç zafiyetinden başka bir şey değildir.

Dağları, ormanları ve yeşili korumazsanız, her yeri beton kaplayıp yer küreyi tencere ısıtırsanız mevsimleri değiştirir ve dengesiz yağışlara maruz kalırsınız yağmur yağmazsa çöl yağarsa sel olur.

Dere yatağına ev yol tesis yaparsanız sel felaketi yaşarsınız ve bu ilah takdir değil ahmaklıktır.

Bursa bir tık sallandı hele bir de İstanbul’dan hissedildi ya! Deprem üzerine söylemler bir anda medyanın kendinde ve sosyalinde soslanmaya başlandı. Depremin fay hatlarının kırılması ile oluştuğunu,  Dünyadakitektonik  tabakaların hareketi sonucu meydana geldiğini, yeryüzünde pek çok deprem eğim atımlı ve doğrultu atımlı faylardaki kırıklar sonucunda meydana geldiğini sağır sultan bilirken, bunu Allah’ın gazabı olarak görenlerin, dünyayı öküzün boynuzları arasında olduğunu söyleyenlerden farkı var mıdır?

Deprem öldürmez. Depremde yıkılan binaların enkazları arasında kalan insanlar yaşamını kaybeder. Bunun da iki çözümü vardır. Birincisi fay hatları üzerine binalar yapmamak, diğeri de depreme dayanıklı ve sağlıklı binalar yapmaktır. İkisi de ek maliyet ve yatırım istemeyen akil çözümlerdir.

1970’lerde özellikle kırsalda kerpiç evler çok olduğundan 5 büyüklüğünde depremler can kayıplarına yol açarken, günümüzde betonarme ve karkas evler çoğunlukta olduğu için 5'lik depremler hasar vermeyip sadece korkutmaktadır.

Biz deprem konuşacağımıza biran önce sağlıklı ve sağlam binalar yapmalıyız. Faturayı da Yaradan’a kesmemeliyiz.

Gerçi bu yüzyılda 'fay' hattı çizgisini Belediye Meclisi kararı ile sağa sola çeken aymazlar da var.

* * *

Orhaneli Belediyesi

ne yapsa olay oluyor

Ramazan arifesinde Orhaneli’ den Raif aradı ve Vefa Yemeğimiz var başkanım seni de bekliyor dedi. Hem başkanım hem de sevdiğim bir kardeşimin davetini elbette emir telakki ettik ve icabet ettik.

Üçüncü ve kendi ifadesiyle uzatmalı son dönemini yaşayan İrfan Başkan 12 yılda işlerin nerelerden nerelere geldiğini anlattığı toplantıya basın ile birlikte süreçte katkısı olan bütün eski vekil ve başkanları da davet ederek bir farkındalık yarattı.

İrfan Başkanın sevdiğim bir yanı da önüne konulanı okuyarak değil yüreğinin söyle dediklerini söylemesidir. Orhaneli artık ektiklerini biçme dönemine girmiş ve son üç altın yılında bunun meyvelerini tersine göç alan bir belde olarak dağ bölgesinin kara bahtını ak edecek duruma getirmenin gururunu yaşıyor.

Orhaneli’nin altyapısı uzun yıllar ihtiyaca yetecek kadar düzenlenmiş ve sağlık konusunda ilçeye değil bölgeye hizmet vermenin yanı sıra fizyoterapi konusunda pilot hastane seçildiklerini söyleyen İrfan Tatlıoğlu başkan üç yıla üç büyük hizmet adadıklarını bunların bitiminde iş ve aşın olduğu yerde huzurun olacağını bunu ışığında sosyal dokuyu da öreceklerinin altını çizdi.

Başkan, Tarımsal ürünlerin değerlendirilmesi, Mermer OSB'nin laboratuvar temizliği ve güvenliği ile hayata geçirilmesi ve Turizm ile dünyanın en güzel beldesinin hak ettiği yere geleceğini söylerken gözlerinin içi gülüyordu.

* * * 

 

İğneli Yorum…

Bu kadar adam kıtlığının olduğu bir yerde, erkeklerin kadınlık ve kadınlar üzerinden tartışması kıtlığın felakete dönüşmesi değil midir?