Biliyorsunuz intibak yasası emekliyi 2000’den önce ve 2000’den sonra diye ikiye bölmüştü. 
Dönemin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik 2000’den öncekilerinin sorununu çözmüş İntibaklarını sağlamıştı. 2000’den sonrakilerini ise tabiri caizse kaderiyle baş başa bırakmıştı.
Doğal olarak bütün gözler görevi devralan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’na çevrilmişti. 
Çünkü 2000’den sonraki emekli, kimse kusura bakmasın ama, ne hikmetse üvey evlat muamelesi gördü. 
Şöyle ki yapılan intibakla 2000’den önceki emeklilerin aldığı ücretler 2000’den sonrakilerin üzerine çıktı.
Hatırlarsanız Bakan Müezzinoğlu da, daha önceki açıklamasında emekliye intibak uygulamasında iyileştirilmelerin yapıldığını vurgulayarak “Ancak 2000 yılı öncesi emekli olan ve sonrasında olanların tamamının eşit olacağı bir sistemi kurgulamamız mümkün değil ama belirli iyileştirmeleri yaptık ve yapmaya devam edeceğiz” demişti.
Önceki gece Büyükşehir Belediyesi tarafından Bursam Derneği koordinasyonunda Ankara’daki Bursa Evi’nde verilen iftar yemeğinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu’nu görünce ‘Evet, gecenin haberine imza atarım’ diye düşünmüştüm.
Çünkü kamuoyunun merakla beklediği intibak meselesi vardı.
Kendisine ‘Sayın Bakan intibak meselesinde durum nedir?’ diye sorunca belli ki böyle bir soruyu beklemiyordu; önce o gülümseyen samimi ifadeyle yüzüme iyice baktı arkasından “Bu iş çıkmayacak gibi” dedi. 
‘Neden?’ dedim… 
“Çünkü taraflar anlaşamıyor” diye cevap verdi. 
Devam ettim: “Yani kıdem tazminatı gibi rafa mı kalkıyor?”
“Kıdem tazminatında taraflar anlaşamadı; tamam da, ama intibakta taraf yok ki…” diye üsteleyince sayın bakanımız şöyle yanıt verdi:
“Taraf biz, yani devlet… Bizim de kasamızda para yok.  Paramız olunca tekrar bakacağız.”
Kısaca umutla başladığım görüşme milyonlarca emekli için hüsranla sonuçlandı; ne yazık ki.
Keşke bir müjde verebilseydim.

Bursa’dan Ankara’ya iftar köprüsü
Ankara Kalesi’nde bir Bursa evi var. Genelde üst düzey bürokratlar milletvekilleri işadamları yani bir anlamda ‘ekabir’ takımın buluştuğu nezih bir mekandır.
Ankara’da bulunan Bursam Derneği de 4 yıl önce Bursa Evi bahçesinde başlattığı iftar yemeği organizasyonuyla Ankara’da görev yapan üst düzey bürokratlar milletvekillerini bir araya getirmeye başladı. 
Fakat her yere koşan büyükşehir belediyesi son iki yıldır Ankara Bursa Evi’ndeki evindeki iftara da el attı.
Bu yılki iftara; Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Mehmet Müezzinoğlu, İç İşleri eski Bakanı Efkan Ala, Bazı AK Parti Milletvekilleri, Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Altepe, AK Parti İl Başkanı Cemalettin Torun, bazı eski-yeni ilçe belediye başkanları ile üst düzey bürokratlar ve eşleri katıldı.
İlgi, oldukça iyiydi.
İktidarıyla muhalefetiyle, STK’larıyla, Bürokratlarıyla, basınıyla bir bütün olarak hareket edilmeli. 
Gelenlere bakıyorum ya Ak Partili milletvekilleri, ya teşkilat mensupları, ya da AK Partili belediye başkanları… Kısaca partililer.
Yani muhalefetten, ne CHP, ne de MHP’den kimse yok.
Yalnızca CHP Milletvekili Lale Karabıyık’ın telgrafı dışında tabii… 
Bu yüzden eğer ‘Söz konusu Bursa ise gerisi teferruattır’ denilmeli. İktidarıyla muhalefetiyle STK’larıyla bir bütünlük sağlanmalı.
Dikkat ederseniz davet gitti, gitmedi gibi kısır tartışmalara dahi girmiyorum.
Söylediğim tek şey; Bursa için bütünlük.
İki kelamda dernek yönetimine etmek istiyorum. 
Söylendiğine göre, Ankara’da 18 bin Bursalı bürokrat var. Derneğin toplam üye sayısı 300 civarında.
Acaba neden?

Bu mudur ecdada saygınız Sayın İ. Melih Gökçek…
Ankara Kalesi’nin içler acısı hali yüreğimi sızlattı.
Geçtiğimiz gün Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin davetlisi olarak Ankara Kalesi’ndeki Bursa evinde düzenlenen iftara katılmak amacıyla Ankara’ya gittik.
İftar öncesi Kent Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Süleyman Turunç’la birlikte kaleyi gezelim istedik. 
Emin olun; gezdiğimize gezeceğimize bin pişman olduk.
Sıkıntılar göze çarptı.
Çünkü kale metruk binadan farksızdı. Kale demeye bin şahit lazım. 
Hadi onu geçtim. Kalenin içerisi pis kokmaktaydı.
Üstelik ecdat konusunda konuşulmaya başlandığında hassasiyetinizi biliyorum.